„Aşırı duyarlı kişilik bozukluğu“ terimi, genellikle DSM (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders – Mental Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı) veya ICD (International Classification of Diseases – Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması) gibi resmi tanı kılavuzlarında belirtilmeyen bir durumu ifade eder.
Ancak, „aşırı duyarlılık“ veya „yüksek duyarlılık“, kişinin çevresel uyaranlara veya sosyal durumlara karşı olağanın üzerinde bir tepki vermesi durumunu tanımlayabilir. Bu durum genellikle, sesler, ışıklar, sosyal etkileşimler, stres veya diğer duygusal durumlar gibi uyarılara karşı aşırı duyarlılıkla kendini gösterir.
Aşırı duyarlı kişilik bozukluğu, genellikle, anksiyete bozuklukları, otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) veya duyusal işleme bozukluğu gibi diğer durumlarla birlikte görülür. Bu durum, kişinin günlük yaşamını zorlaştırabilir ve profesyonel yardım gerektirebilir. Ancak, bu tür bir durumun resmi bir tanısı veya tedavisi genellikle kişinin belirtilerine, yaşam kalitesine ve bireysel ihtiyaçlarına bağlıdır. Bu nedenle, bu tür belirtiler yaşayan bir kişi, bir sağlık profesyoneli ile görüşmelidir.