Hipokondri ve siberkondri, sağlıkla ilgili endişelerin merkezde olduğu iki farklı durumdur, ancak aralarında önemli farklar bulunmaktadır.
Hipokondri, tıbbi olarak „Somatik Semptom Bozukluğu“ veya „Sağlık Anksiyetesi Bozukluğu“ olarak adlandırılan, bireylerin ciddi bir hastalığa sahip olduğuna dair aşırı ve gerçek dışı endişeler duymaları durumudur. Bu kişiler, genellikle normal vücut fonksiyonlarının, küçük fiziksel anormalliklerin veya hafif semptomların abartılı bir şekilde yanlış yorumlanmasından kaynaklanan endişeler taşırlar. Hipokondri olan bireyler sık sık tıbbi yardım arayabilir, sürekli doktor ziyaretleri yapabilir ve ciddi hastalıklar konusunda obsesif düzeyde endişe duyabilirler.
Siberkondri ise, internetin ve online sağlık bilgilerinin yaygınlaşmasıyla ortaya çıkan daha yeni bir terimdir. Bu durum, kişinin internet üzerinden sağlıkla ilgili bilgiler araması ve bu süreçte karşılaştığı bilgileri yanlış yorumlaması sonucunda oluşan aşırı endişe durumunu ifade eder. Siberkondri, kişinin çeşitli semptomları araştırması ve en kötü senaryolara atlamasıyla karakterizedir. İnternetteki sağlık bilgilerinin çoğu zaman doğrulanmamış, çarpıtılmış veya yanıltıcı olabileceği için, bu durum kişide gereksiz endişe ve anksiyeteye yol açabilir.
Her iki durumun tedavisi benzer olabilir. Bilişsel davranışçı terapi (BDT), bu tür sağlıkla ilgili endişelerin üstesinden gelmeye yardımcı olabilir. Tedavide, sağlıkla ilgili endişelerin ve düşüncelerin farkında olmayı, bu düşüncelerin gerçekçiliğini değerlendirmeyi ve daha sağlıklı düşünme biçimlerini benimsemeyi amaçlar. Antidepresanlar veya anksiyete karşıtı ilaçlar da tedaviye dahil edilebilir. Siberkondri durumunda, sağlıklı internet kullanımı ve güvenilir sağlık bilgisi kaynaklarını tanıma eğitimi de tedavi sürecinin bir parçası olabilir.