Hipotansiyon

Hipotansiyon, tıbbi bir terim olarak kan basıncının anormal derecede düşük olması durumunu ifade eder. Kan basıncı, kalbin vücuda kan pompalarken damarlarınızdaki kanın uyguladığı kuvvettir. Genellikle, kan basıncı milimetre cıva (mmHg) cinsinden ölçülür ve iki sayıdan oluşur: sistolik ve diyastolik. Sistolik basınç, kalp atışlarında kanın damarlara en yüksek basınçla çarptığı anı; diyastolik basınç ise kalp atışlarının arasında, kalbin dinlenme anındaki en düşük basıncı ifade eder.

Hipotansiyonun genel kabul görmüş tanımı, bir yetişkinde 90 mmHg’nin altında bir sistolik kan basıncı veya 60 mmHg’nin altında bir diyastolik kan basıncıdır. Ancak bu değerler, her birey için farklı olabilir ve bazı insanlar için bu seviyelerde kan basıncı normal kabul edilebilir. Hipotansiyonun nedenleri arasında dehidratasyon, uzun süreli yatak istirahati, hamilelik, beslenme eksiklikleri, kalp sorunları, kanama, ciddi enfeksiyonlar (sepsis) veya bazı ilaçlar yer alabilir.

Hipotansiyonun belirtileri baş dönmesi, bayılma, bulanık görme, bulantı, yorgunluk, konsantrasyon eksikliği ve hafif baş ağrılarıdır. Çoğu durumda, hafif hipotansiyon ciddi bir sorun oluşturmaz ve hatta bazı durumlarda düşük kan basıncı daha az kalp hastalığı riski ile ilişkilendirilebilir. Ancak belirgin semptomları olan veya altta yatan başka tıbbi durumların göstergesi olan hipotansiyon, dikkate alınmalı ve uygun tıbbi değerlendirme ve tedavi gerektirebilir. Hipotansiyonun tedavisi altta yatan nedenin tespit edilmesine ve bu durumun tedavisine dayanır. Örneğin, dehidratasyon nedeniyle hipotansiyon yaşıyorsanız, sıvı ve elektrolit alımını artırmak çözüm olabilir. Kalp hastalığı veya hormonal bozukluk gibi daha ciddi durumlarda ise, spesifik tıbbi müdahaleler veya ilaçlar gerekebilir.