Ani işitme kaybı

Ani işitme kaybı, işitme yeteneğinde beklenmedik ve hızlı bir azalmayı ifade eder. Genellikle tek taraflıdır, yani sadece bir kulağı etkiler, ancak bazı durumlarda her iki kulağı da etkileyebilir. Ani işitme kaybı, birkaç saat içinde ya da birkaç gün süre içinde meydana gelebilir.

Ani işitme kaybının nedenleri şunları içerebilir:

  1. Viral enfeksiyonlar: İşitme sinirinin iltihaplanması, viral enfeksiyonlar nedeniyle oluşabilir ve işitme kaybına yol açabilir.
  2. İç kulak hasarı: Gürültüye bağlı işitme kaybı, ani yüksek sesli patlamalar nedeniyle meydana gelebilir.
  3. Baş veya kulak travması: Baş veya kulak bölgesine alınan darbeler, işitme kaybına neden olabilir.
  4. Dolaşım bozuklukları: İç kulağa kan akışının azalması, ani işitme kaybına yol açabilir.
  5. Otoimmün hastalıklar: Vücudun kendi hücrelerine saldırması, iç kulağa hasar verebilir ve işitme kaybına neden olabilir.
  6. Tümörler: İşitme siniri üzerinde baskı yapan tümörler, ani işitme kaybına neden olabilir.

Ani işitme kaybı tedavisi, durumun altında yatan nedenine bağlıdır. Örneğin, viral enfeksiyonlar söz konusu olduğunda antiviral ilaçlar kullanılabilir. Bazı durumlarda kortikosteroidler, iltihabı azaltmak ve işitme kaybını düzeltmek için kullanılabilir. İşitme kaybı kalıcı hale geldiğinde, işitme cihazları veya koklear implantlar gibi yardımcı cihazlar önerilebilir.

Ani işitme kaybı yaşayan kişilerin en kısa sürede bir sağlık uzmanına başvurması önemlidir, çünkü erken teşhis ve tedavi işitme yeteneğinin kısmen veya tamamen geri kazanılmasına yardımcı olabilir.

Anililagnia

Anililagnia, genellikle yaşlı veya daha olgun bireylere yönelik cinsel çekim veya ilgiyi ifade eder. Bu tercih, yaşlı insanlara karşı romantik ya da cinsel bir eğilim olarak ortaya çıkar ve bazen yaş farkı nedeniyle dikkate değer bir cinsel fetiş olarak kabul edilebilir. Anililagnia, olgun insanların deneyim, bilgelik ve özgüven gibi özelliklerine duyulan hayranlık veya çekim nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu tür cinsel tercihler genellikle kişiden kişiye değişir ve öznel bir doğası vardır.

Anizokori

Anizokori, bir kişinin iki gözünün pupillerinin (gözün ortasındaki siyah kısım) farklı büyüklükte olduğu bir durumdur. Pupiller genellikle ışığa ve karanlığa tepki olarak büyür veya küçülür. Anizokoride, iki gözün pupilleri aynı ışık koşullarında farklı büyüklükte reaksiyon gösterir. Anizokori, doğuştan olan bir durum olabileceği gibi, göz yaralanmaları, bazı ilaçlar ve nörolojik sorunlar gibi sebeplerle de meydana gelebilir. Anizokoriye neden olan altta yatan problemlere bağlı olarak, semptomlar hafiften şiddetliye kadar değişebilir ve tedavi gerektirebilir.

Anında bellek süresi

Anında bellek süresi, bilgilerin sadece birkaç saniye süreyle hafızada tutulduğu kısa süreli bellek sürecidir. Bu tür bellek, özellikle duyusal bellek (işitsel ve görsel gibi) ve işlemeye yönelik bellek ile ilgilidir. Anında bellek süresi, bir bilginin işlemeye alındığı ve ya unutulduğu ya da daha uzun süreli belleğe aktarıldığı süreyi ifade eder. Bu süre zarfında, bilgi hızlı bir şekilde kaybolabilir ve kalıcı hale gelmez. Anında bellek süresi, bir kişinin yeni ve geçici bilgilerle başa çıkma becerisine bağlı olarak değişebilir.

Anjina pektoris

Anjina pektoris, kalbin oksijen ihtiyacını karşılayamaması nedeniyle göğüste ağrı, sıkışma veya rahatsızlık hissi olarak tanımlanır. Bu durum genellikle fiziksel aktivite veya stres sırasında ortaya çıkar ve dinlenmeyle geçer. Anjina pektorisin temel nedeni koroner arter hastalığıdır (CAD), bu hastalıkta kalbi besleyen kan damarları daralır ve sertleşir. Anjina, kalbin yeterli kan ve oksijen alamadığı zamanlarda ortaya çıkan geçici bir durumdur ve kalıcı hasara neden olmaz. Ancak, bu durum kalp hastalığının bir belirtisi olduğundan, tedavi edilmelidir ve ciddi kalp sorunlarının önlenmesine yardımcı olmak için yaşam tarzı değişiklikleri yapılmalıdır.

Anjioloji

Anjioloji, kan damarları ve lenfatik sistemle ilgili tıbbi bir dalıdır. Bu alan, damar sistemi hastalıklarının teşhis, tedavi ve önlenmesi ile ilgilenir. Anjioloji, arterler, venler ve lenfatik damarlar gibi vücudun dolaşım sistemini etkileyen hastalıkları ve bozuklukları incelemektedir. Damar cerrahisi, anjiyoplasti ve stentleme gibi girişimsel ve ameliyat yöntemlerinin yanı sıra ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi konservatif tedaviler de anjiyolojinin bir parçasıdır. Anjiolojik hastalıklar arasında periferik arter hastalığı, venöz tromboz, anevrizma ve lenfödem bulunur.

Anjiyonöroz

Anjiyonöroz, genellikle stres veya anksiyete gibi duygusal faktörler nedeniyle periferik damarların aşırı veya anormal kasılması sonucu oluşan bir durumdur. Bu durum, kan akışının azalmasına ve genellikle eller, ayaklar, yüz ve diğer dış bölgelerde soğukluk, uyuşma, renk değişikliği ve hatta ağrı gibi semptomlara neden olabilir. Anjiyonöroz, Raynaud fenomeni ve diğer damar hastalıklarında olduğu gibi vücudun dolaşım sistemini etkileyen diğer durumlarla ilişkilendirilebilir.

Anjiyospastik Diyatez

Anjiyospastik diyatez, damarların aşırı kasılması eğilimi gösteren bir durumdur. Bu durum, genellikle stres veya anksiyete gibi duygusal faktörlerle tetiklenir ve sonuç olarak damarların aşırı veya anormal kasılması meydana gelir. Anjiyospastik diyatez, kan akışının kısıtlanmasına ve buna bağlı olarak uyuşma, soğukluk, renk değişikliği ve ağrı gibi semptomların ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu durum, Raynaud fenomeni, anjiyonöroz ve diğer damar hastalıkları ile ilişkilendirilebilir.

Anksiete

Anksiyete, endişe, kaygı ve huzursuzluk hissi ile karakterize bir duygu durumudur. Genellikle belirsiz veya öngörülemeyen olaylarla ilişkilidir ve bireyin olası tehditlere karşı tetikte olmasına neden olabilir. Anksiyete, günlük yaşamda normal bir duygu olarak kabul edilir, ancak bazı durumlarda yoğunlaşabilir ve anksiyete bozukluğu olarak adlandırılan psikolojik bir duruma dönüşebilir. Anksiyete bozukluğu, sürekli ve aşırı endişe, kaygı ve huzursuzluk içeren, bireyin yaşam kalitesini olumsuz etkileyen bir durumdur. Bu durum, sosyal fobi, panik bozukluk, yaygın anksiyete bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu gibi çeşitli şekillerde ortaya çıkabilir.

Anksiyete bozukluğu, genel

Genel anksiyete bozukluğu (GAD), bireyin sürekli ve aşırı endişe, kaygı ve huzursuzluk hissettiği bir anksiyete bozukluğu türüdür. Bu durum, herhangi bir belirli olaya veya duruma bağlı olmaksızın ortaya çıkan sürekli endişe ve kaygı hissi ile karakterizedir.

Genel anksiyete bozukluğu yaşayan bireyler, günlük yaşamın normal olayları ve etkinlikleri hakkında sürekli endişe duyarlar ve bu endişeler abartılı veya mantıksız olarak kabul edilebilir. Bu durum aynı zamanda fiziksel semptomlarla da ilişkilidir, bu semptomlar arasında kas gerginliği, yorgunluk, baş ağrısı, uyku bozuklukları ve gastrointestinal problemler bulunabilir. Genel anksiyete bozukluğu, yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve sosyal, iş veya aile yaşamındaki işlevselliği azaltabilir. Bu durumun tedavisi genellikle ilaçlar, terapi veya her ikisinin kombinasyonu şeklinde olabilir.

Anksiyete bozukluğu, spesifik olmayan bir korkunun veya bir nesnenin veya durumun somut korkusunun ön planda olduğu zihinsel bir bozukluk için kullanılan ortak bir terimdir .

İkinci somut korku durumunda, bir fobiden bahsedilir (daha kesin olarak: fobik bir bozukluktan). Panik bozuktü, korkular panik atağa kadar dönüşebilen bir anksiyete bozukluğudur.

Tüm anksiyete bozuklukları, ortak olarak, etkilenenlerin, anksiyete bozukluğu olmayan insanların korku ya da korku yaşamadıkları ya da çok daha az yaşayabilecekleri şeylerden aşırı güçlü korkuları olduğu yönündedir. Etkilenen insanlar korkularının aşırı veya temelsiz olduğunu sadece geçici olarak tanıyabilirler.

Çeşitli anksiyete bozukluğu formlarının psikoterapi ile tedavisinin etkili olduğu kanıtlanmıştır.