Yetkinlik

Belirli bir alandaki bir kişinin beceri ve bilgisi veya sorumluluğu.

Yetkinlik – sosyal

Bu, günlük gereksinimlerle başa çıkma ve kendi işlerinizi bağımsız olarak düzenleme yeteneği, özellikle sosyal çevreye entegrasyon ve bu bağlamdaki diğer insanlarla etkileşim ile ilgilidir.

Bilimsel açıdan, sosyal yeterlilik, kişinin kendi eylem hedeflerini bir grubun tutumları ve değerleriyle ilişkilendirmede yararlı olan bireysel tutum ve yeteneklerin toplamıdır ve bu anlamda bu grubun davranış ve tutumlarını da etkilemektedir.

Sosyal yeterliliğin genellikle bununla eşit olan önemli bir alt yönü sosyal zekadır.

Yıkıcı davranış

Yıkıcı düşünme ve nesnelere yıkıcı davranışta bulunan. Canlılara veya nesnelere karşı şiddet içerikli davranışlar için kullanılan kolektif terim. Saldırganlık, dürtüsellik.

Yılan fobisi

Yılanlardan kalıcı, aşırı bir korku ve kaçınma ile karakterize bir durumdur.

Yok olma süreci

Aktif bir inhibisyon işlemi değildir. İnhibisyon işlemleri proaktif ve retroaktif inhibisyon şeklinde gerçekleşebilir.

Yoksunluk belirtileri

Bağımlılığa yol açan bir maddeyi durdururken ortaya çıkan fiziksel ve psikolojik belirtiler.

Yoksunluk belirtileri

Bu çoğunlukla normal alkol, uyuşturucu veya diğer narkotik ilaçların çekilmesinden sonra depresyon ve fiziksel zayıflıktır.

Yoksunluk belirtileri ani yoksunluk üzerindeki fiziksel etkilerdir. Örneğin; titreme, hızlı kalp atışı, terleme, bulantı, uykusuzluk, korku hali, huzursuzluk ve halsizlik ile karakterize ve halüsinasyonlarla ilişkili olarak ölüme yol açabilen deliryum veya deliryum tremens gibi hayatı tehdit eden hastalıklara kadar uzanır. Delirantların yaklaşık yüzde 20’si yanlış tedavi sonucu ölmektedir.

Yoksunluk deliryumu

Genellikle uyarılma, sanrılar ve sanrılarla ilişkili olan bir maddenin yokluğundan kaynaklanan bilinç kaybı.

Yoksunluk evresi

Bu, madde bağımlılıkları olan kişilerde psikotropik maddelerin ( kullanıcının ruhunu ve bilincini etkileyen maddeler) tüketilmediği bir dönemdir.

Yoksunluk kuralı

Basitçe söylemek gerekirse, psikanalist / psikoterapist, kendisine aktarılan istekleri (örneğin cinsel istekleri) ifade etse bile, hastaya karşı tarafsız (terapötik) davranış sürdürme yükümlülüğündedir. Terapist bundan kaçınmalı ve her durumda profesyonel mesafeyi korumalıdır. Bununla birlikte, yükümlülük her iki taraf için de geçerlidir, çünkü hasta aynı zamanda terapi çerçevesinde terapide karşı gelişen (ilişki) arzularını ve fantezilerini ifade etmeme yükümlülüğüne sahiptir.