Çağırma (hafıza işlemi, hatırlama)

Çağırma, bellek işlemi içerisinde hatırlanan bilginin geri getirilmesi veya hatırlanması sürecidir. Bir kişinin geçmiş deneyimlerini hatırlama veya belleğinde depolanan bilgilere erişme yeteneği olarak da tanımlanabilir.

Çağırma, belleğin geri çağırma veya hatırlama aşaması olarak kabul edilir. Bilginin belleğe kodlandığı, saklandığı ve daha sonra gerektiğinde çağırıldığı bir dizi süreçten oluşur. Çağırma süreci, kişinin hafızasında depolanan bilgiye erişmek için uygun ipuçlarını kullanma, hatırlama güçlüğü durumunda stratejiler uygulama ve hatırlanan bilginin beyindeki işlenme ve geri getirme mekanizmalarını etkileme gibi karmaşık zihinsel süreçleri içerir.

Çağırma süreci çeşitli faktörlerden etkilenebilir. Örneğin, hatırlama gücü, bilginin önceden ne kadar iyi kodlandığı, bellek süreçleri sırasında dikkatin ne kadar yoğun olduğu, bilginin anlamının ne kadar derinlemesine işlendiği gibi faktörler çağırma yeteneğini etkileyebilir. Ayrıca, dışsal ipuçları, hatırlamayı kolaylaştırabilir ve hatırlanan bilgiyi geri getirmeye yardımcı olabilir.

Çağırma süreci, bellek performansını artırmak için çeşitli stratejiler ve teknikler kullanılabilir. Bunlar arasında bellek ipuçlarını kullanma, hatırlama sırasında benzer deneyimleri ve duygusal bağlantıları canlandırma, hatırlama için tekrarlayıcı alıştırmalar yapma ve bilgiyi farklı bağlamlarda öğrenme gibi yöntemler yer alabilir.

Bir kişinin çağırma yeteneği genellikle eğitim, deneyim ve hafıza süreçlerine bağlı olarak gelişebilir. Bellek geliştirmeye yönelik stratejilerin kullanılması, çağırma becerilerini artırabilir ve hatırlama performansını iyileştirebilir.

Özetlemek gerekirse, çağırma bellek işlemi içerisinde hatırlanan bilginin geri getirilmesi veya hatırlanması sürecidir. Bu süreç, bilginin bellekte saklandığı ve daha sonra gerektiğinde uygun ipuçları kullanarak hatırlanması için gerçekleştirilen zihinsel süreçleri içerir. Bellek performansını artırmak için çeşitli stratejiler ve teknikler kullanılabilir ve kişinin çağırma becerileri eğitim, deneyim ve hafıza süreçlerine bağlı olarak gelişebilir.

Çağırma yardımları (depolanan verileri bellekten alma hakkında bilgi)

Çağırma yardımları, depolanan verileri bellekten hatırlama sürecinde kullanılan yöntemler ve araçlardır. Bu yardımlar, bilginin geri getirilmesini kolaylaştırmak ve hatırlama performansını artırmak için kullanılır. İşte bazı çağırma yardımları:

  1. İpuçları ve ipuçları kullanma: İpuçları, hatırlanması gereken bilgiyi hatırlamak için kullanılan dışsal ipuçları veya ipuçlarını ifade eder. Örneğin, bir kelimeyi hatırlamak için başka bir kelimeyle ilişkilendirme veya hatırlanması gereken bir olayı hatırlamak için olayın gerçekleştiği mekan veya zamanla ilişkilendirme gibi ipuçları kullanılabilir.
  2. Geri çağırma egzersizleri: Bilgiyi hatırlama becerisini geliştirmek için geri çağırma egzersizleri yapılabilir. Bunlar, bilginin geri getirilmesini gerektiren alıştırmalar veya testler olabilir. Örneğin, bir liste üzerindeki öğeleri geri çağırma veya geçmiş olayları hatırlama egzersizleri yapılabilir.
  3. Görsel yardımlar: Görsel yardımlar, bilginin görsel temsillerini kullanarak hatırlama sürecini desteklemeyi amaçlar. Bunlar, bilginin görsel olarak düzenlenmesini sağlayan grafikler, şemalar, resimler veya semboller olabilir.
  4. Sözlü tekrarlar: Bilgiyi tekrar etmek, hatırlamayı kolaylaştıran bir yöntem olabilir. Bilgiyi tekrar etmek, belleğe tekrar erişim sağlar ve hatırlama sürecini güçlendirir.
  5. Derin işleme stratejileri: Bilginin anlamsal ve anlamlı bir şekilde işlenmesi, hatırlama performansını artırabilir. Bilginin anlamını anlamaya çalışmak, bilgiyle ilgili ilişkili örnekler düşünmek veya bilgiyi bağlam içerisinde düşünmek gibi derin işleme stratejileri kullanılabilir.
  6. Duyusal uyaranlar: Hatırlamayı kolaylaştırmak için duyusal uyaranlar kullanılabilir. Örneğin, bir bilgiyi hatırlamak için o bilgiyle ilişkili bir koku veya müzik kullanılabilir. Duyusal uyaranlar, bellekteki ilişkili bilgileri uyandırabilir ve hatırlama sürecini güçlendirebilir.

Bu çağırma yardımları, hatırlama sürecinde kullanılarak bilginin daha etkili bir şekilde hatırlanmasını sağlar. Her bireyin hatırlama süreci farklı olabilir, bu nedenle kişinin kendisi için en etkili çağırma yardımlarını belirlemek önemlidir.

Çakra

Çakra, yoga ve Hinduizm gibi geleneksel Doğu felsefelerinde ve bazı enerji çalışmalarında kullanılan bir kavramdır. Çakra, Sanskritçe kökenli bir kelime olup “çark” veya “dönme” anlamına gelir. Bu kavram, vücudumuzda bulunduğuna inanılan enerji merkezlerini ifade eder.

Geleneksel olarak, insan vücudunda yedi ana çakra olduğuna inanılır. Her çakra belirli bir konumda bulunur ve belirli bir renk, element, sembol ve enerji frekansıyla ilişkilendirilir. Her çakra, fiziksel, duygusal, zihinsel ve spiritüel bir düzeyde belirli bir fonksiyona sahip olduğuna inanılır.

İşte yedi ana çakra ve özellikleri:

  1. Kök Çakra (Muladhara): Bedeni destekler, güvenlik hissi, temel ihtiyaçlar ve topraklama ile ilişkilidir.
  2. Sakral Çakra (Svadhisthana): Yaratıcılık, duygusal denge, ilişkiler ve cinsellikle ilişkilidir.
  3. Güneş Çakra (Manipura): Güç, irade, özsaygı ve kişisel güçle ilişkilidir.
  4. Kalp Çakra (Anahata): Sevgi, şefkat, bağlantı, affetme ve kabul ile ilişkilidir.
  5. Boğaz Çakra (Vishuddha): İletişim, ifade, doğruluk ve kendi sesinizi bulma ile ilişkilidir.
  6. Üçüncü Göz Çakra (Ajna): Algılama, sezgi, içgörü ve zihinsel netlikle ilişkilidir.
  7. Taç Çakra (Sahasrara): Yüksek bilinç, ruhsal bağlantı, bütünlük ve aydınlanmayla ilişkilidir.

Çakra çalışması, bu enerji merkezlerini dengelemek, temizlemek ve aktive etmek için kullanılan bir dizi teknik ve meditasyonları içerir. Amacı, enerji akışını optimize etmek, beden, zihin ve ruh arasındaki uyumu sağlamak ve sağlığı ve iyilik halini desteklemektir. Bu çalışmalar, enerji merkezlerinin bloke olduğu veya dengesiz olduğu durumlarda kullanılabilir.

Önemli bir nokta, çakra çalışmasının, tıbbi tedavi veya uzmanlık gerektiren sağlık sorunlarının yerine geçmediğini belirtmektir. Bu çalışmalar genellikle tamamlayıcı ve destekleyici bir yaklaşım olarak kullanılır.

Çakra kavramı, bireysel inanç sistemlerine, kültürel farklara ve kişisel yorumlara bağlı olarak farklılık gösterebilir. Bu nedenle, çakra çalışmasıyla ilgilenen biriyseniz, ihtiyaçlarınıza en uygun olanı belirlemek için uzman rehberliği veya kaynaklardan yararlanmak önemlidir.

Calgary Depresyon Derecelendirme Ölçeği

Calgary Depresyon Derecelendirme Ölçeği (CDRS), depresyon belirtilerinin değerlendirilmesinde kullanılan bir ölçektir. Bu ölçek, bireylerin depresyon düzeyini belirlemek ve depresyon semptomlarını objektif bir şekilde değerlendirmek için kullanılan bir araçtır. CDRS, özellikle çocuk ve ergenlerde depresyonu değerlendirmek için yaygın olarak kullanılan bir ölçektir.

CDRS, çeşitli depresyon belirtilerini içeren bir dizi sorudan oluşur ve bireyin kendini nasıl hissettiği, düşündüğü ve davrandığıyla ilgili bilgileri toplamayı amaçlar. Ölçek, depresyonun yaygın semptomları olan üzgün hissetme, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku problemleri, iştah değişiklikleri, konsantrasyon güçlüğü, umutsuzluk ve intihar düşünceleri gibi alanları değerlendirir.

CDRS, bir uzman tarafından uygulanmalıdır ve genellikle klinik ortamlarda veya araştırma çalışmalarında kullanılır. Puanlama sistemi, bireyin verdiği cevaplara dayalı olarak depresyon düzeyini belirlemek için kullanılır. Daha yüksek puanlar, daha şiddetli depresyon semptomlarını yansıtır.

Ölçek, depresyonu belirlemek, depresyonun şiddetini değerlendirmek ve tedavi planı oluşturmak için önemli bir araç olabilir. Ancak, bir teşhis koymak veya tedavi kararı vermek için tek başına kullanılmamalıdır. CDRS sonuçları, diğer değerlendirme yöntemleri, klinik değerlendirme ve kişinin genel durumuyla birlikte değerlendirilmelidir.

Unutmayın ki, CDRS gibi ölçekler sadece bir değerlendirme aracıdır ve profesyonel yardım almanız gerektiğinde bir uzmana başvurmanız önemlidir. Depresyon belirtileri yaşayan kişiler, bir sağlık uzmanına başvurmalı ve uygun tedavi ve destek almalıdır.

Çalışma dürtüsü

Çalışma dürtüsü, kişinin çalışma veya görevleri yerine getirme konusunda içsel bir motivasyon ve istek duyması olarak tanımlanabilir. İnsanların çalışma dürtüsü, kişisel özelliklere, hedeflere, değerlere ve dışsal faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir.

Çalışma dürtüsünü etkileyen faktörler arasında aşağıdakiler bulunabilir:

1. İçsel motivasyon: İçsel motivasyon, kişinin işi sevmesi, yeteneklerini kullanma, başarma hissi ve kişisel tatmin gibi içsel faktörlerden kaynaklanan bir motivasyon türüdür. İçsel motivasyona sahip olan bireyler, işlerini yapmaktan keyif alır ve hedeflerine ulaşmak için çaba gösterirler.

2. Dışsal motivasyon: Dışsal motivasyon, maddi veya sosyal ödüller, takdir veya başkalarının beklentileri gibi dışsal faktörlere dayanan bir motivasyon türüdür. Dışsal motivasyon, kişinin işi yapmak için dışarıdan gelen teşviklere ihtiyaç duyması anlamına gelir.

3. Hedefler ve değerler: Kişinin belirlediği hedefler ve değerler, çalışma dürtüsünü etkileyebilir. Eğer kişi, çalışmayla ilgili önemli hedeflere sahipse ve bu hedeflere ulaşmak için çaba sarf etmeye değer olduğunu düşünüyorsa, çalışma dürtüsü yüksek olabilir.

4. Çalışma ortamı ve koşulları: Çalışma ortamı, çalışma dürtüsünü etkileyebilir. Uygun ve destekleyici bir çalışma ortamı, çalışma dürtüsünü artırabilirken, olumsuz bir çalışma ortamı motivasyonu olumsuz yönde etkileyebilir.

5. Kişilik özellikleri: Kişilik özellikleri, çalışma dürtüsünü etkileyebilir. Örneğin, disiplinli, odaklanabilen, azimli ve sorumluluk sahibi olan bireyler genellikle daha yüksek bir çalışma dürtüsüne sahip olabilir.

Çalışma dürtüsü, motivasyon ve performans arasındaki güçlü bir ilişkiyi yansıtır. Ancak, çalışma dürtüsü aşırı olabilir ve iş-aile dengesini veya kişisel sağlığı etkileyebilir. Dengeli bir çalışma dürtüsüne sahip olmak, iş verimliliğini artırabilirken aynı zamanda sağlıklı bir yaşam sürdürmeye de yardımcı olur.

Çalışma eğrisi (Pauli testi)

Bu, belirli bir süre boyunca benzer bir aktivite sırasında performansın gelişimini görselleştirmek için kullanılan bir test prosedürüdür.

Test sonucu, eşiği zaman periyotlarını ve koordinatı birim zaman başına iş miktarını gösteren bir koordinat sisteminde görüntülenir. Test prosedürü yorgunluğu tespit etmek için geliştirilmiştir.

Çalışma eğrisinin seyri, insan performans potansiyeli (performans, gerçekleştirme isteği) ve alışkanlık, uygulama ve yorgunluk tespiti ile belirlenir.

Çalışma kaynaklı iktidarsızlık

Çalışma kaynaklı iktidarsızlık, iş stresi, iş yükü, yoğun çalışma temposu ve işle ilgili diğer faktörler gibi çalışma koşullarının cinsel işlev üzerinde olumsuz etkileri nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. İktidarsızlık, ereksiyon sorunları veya cinsel istekte azalma şeklinde kendini gösterebilir.

Çalışma kaynaklı iktidarsızlık, psikolojik ve fiziksel faktörlerin karmaşık bir etkileşimi sonucunda oluşabilir. İş stresi, yoğun çalışma temposu, işteki rekabet, iş tatminsizliği, iş ile özel yaşam arasındaki dengesizlik ve uyku sorunları gibi faktörler stres düzeyini artırabilir ve cinsel işlev bozukluklarına yol açabilir.

Ayrıca, çalışma saatlerinin uzun olması, fiziksel yorgunluk, düzensiz uyku düzeni ve sağlıksız yaşam tarzı alışkanlıkları da cinsel işlev üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir.

Çalışma kaynaklı iktidarsızlıkla başa çıkmak için aşağıdaki adımlar faydalı olabilir:

1. Stres yönetimi: Stresi azaltmak için stres yönetimi tekniklerini kullanın. Bunlar arasında derin nefes alma egzersizleri, meditasyon, yoga, düzenli egzersiz yapma ve hobilerle zaman geçirme gibi teknikler yer alabilir.

2. İş-yaşam dengesi: İş ve özel yaşam arasında denge sağlamaya çalışın. Zamanınızı ve enerjinizi iyi yönetin, dinlenme ve eğlence aktivitelerine zaman ayırın.

3. Sağlıklı yaşam tarzı: Düzenli egzersiz yapın, dengeli beslenin, yeterli uyku alın ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimseyin. Bunlar, cinsel sağlığı desteklemeye yardımcı olabilir.

4. Destek arayın: Çalışma kaynaklı iktidarsızlıkla başa çıkma konusunda profesyonel yardım alabilirsiniz. Bir cinsel sağlık uzmanı veya terapist, size uygun tedavi seçenekleri veya danışmanlık sağlayabilir.

Önemli olan, çalışma kaynaklı stres ve iktidarsızlık sorununu ciddiye almak ve gerekli adımları atmak için destek aramaktır. Kendinizi fiziksel ve psikolojik olarak iyi hissetmek için sağlıklı bir iş-yaşam dengesi ve cinsel sağlık önemlidir.

Çalışma yetersizliği

Çalışma yetersizliği, iş performansının beklenen düzeyde olmadığı veya iş görevlerinin yeterince yerine getirilemediği durumu ifade eder. Birçok faktör çalışma yetersizliğine neden olabilir, bunlar arasında iş stresi, yetersiz beceri veya yetkinlikler, motivasyon eksikliği, sağlık sorunları veya kişisel problemler sayılabilir.

Çalışma yetersizliğiyle başa çıkmak için aşağıdaki adımlar yardımcı olabilir:

  1. Yetkinliklerinizi değerlendirin: Kendi beceri ve yetkinliklerinizi objektif bir şekilde değerlendirin. Zayıf olduğunuz alanları belirleyin ve bunları geliştirmek için çaba gösterin. Eğitim, deneyim veya mentorluk gibi kaynaklardan faydalanarak kendinizi geliştirin.
  2. Görevleri önceliklendirin ve planlayın: İşinizdeki görevleri önceliklendirin ve etkili bir şekilde planlayın. Görevlerinizi belirli hedeflere ulaşmak için adımlara bölebilir ve zaman yönetimi becerilerinizi geliştirebilirsiniz.
  3. İş stresiyle başa çıkma: İş stresi çalışma yetersizliğini etkileyebilir. Stresle başa çıkmak için stres yönetimi tekniklerini uygulayın, rahatlama egzersizleri yapın, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürün ve destek sağlayan kaynaklardan faydalanın.
  4. Motivasyonu artırın: İşinizde motivasyonu artırmak için hedefler belirleyin, kendinizi ödüllendirin, ilgi duyduğunuz alanlarda çalışmaya odaklanın ve işinizi daha anlamlı hale getirecek yöntemler bulun. Motivasyonunuzu sürdürmek için kendinizi destekleyici bir çalışma ortamı yaratın.
  5. Sağlığınıza dikkat edin: Sağlık sorunları, çalışma yetersizliğine yol açabilir. Kendi sağlığınıza öncelik verin, düzenli olarak egzersiz yapın, dengeli beslenin, yeterli uyku alın ve sağlığınızı destekleyen alışkanlıklar edinin. Gerekirse bir sağlık uzmanına danışın.
  6. Destek arayın: İşinizle ilgili konularda destek aramaktan çekinmeyin. İş arkadaşlarıyla veya yöneticilerle iletişim kurun, mentorluk veya koçluk hizmetleri alın veya bir kariyer danışmanından destek isteyin.

Çalışma yetersizliği üzerinde etkili bir şekilde çalışmak için öz değerlendirme yapmak, hedefler belirlemek, becerileri geliştirmek, stresle başa çıkmak ve sağlığınıza dikkat etmek önemlidir. Gerekirse destek almak ve kaynaklardan faydalanmak da size yardımcı olacaktır.

Çalışmaya bağlı Nevrit

Çalışmaya bağlı nevrit, sinirlerde inflamasyon veya hasarın çalışma koşullarına veya işle ilişkili faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan bir durumdur. Uzun süreli tekrarlayan hareketler, titreşim, sürekli pozisyonlarda kalma veya kimyasal maddelere maruz kalma gibi iş ortamıyla ilişkili faktörler sinirlerde iltihaplanmaya veya tahrişe neden olabilir.

Çalışmaya bağlı nevritin belirtileri sinir hasarının şiddetine ve etkilendiği sinirlerin konumuna bağlı olarak değişebilir. Bu belirtiler arasında ağrı, uyuşma, karıncalanma, güçsüzlük, kas krampları veya kas kontrolünde zorluklar yer alabilir. Belirtiler genellikle çalışmanın yapıldığı bölgede veya ilgili sinirlerin dağılımında hissedilir.

Çalışmaya bağlı nevritin önlenmesi ve yönetilmesi için aşağıdaki adımlar önemlidir:

  1. Ergonomik önlemler: İş ortamında ergonomik düzenlemeler yapmak, çalışma pozisyonlarını ve ekipmanlarını uygun hale getirmek sinir hasarını azaltabilir. İş yerinde ergonomi eğitimi almak ve doğru vücut mekaniği ve duruşu benimsemek önemlidir.
  2. Sık mola verme: Uzun süreli tekrarlayan hareketler veya titreşim gibi potansiyel olarak zararlı iş faktörlerinden kaçınmak için düzenli olarak mola vermek önemlidir. Mola sırasında kasları dinlendirmek ve esnetmek, kan dolaşımını artırmak sinir hasarını önlemeye yardımcı olabilir.
  3. Kişisel koruyucu ekipman kullanımı: İş ortamında kimyasal maddelere veya diğer zararlı maddelere maruz kalma durumunda uygun kişisel koruyucu ekipmanın kullanılması önemlidir. Eldivenler, maske, koruyucu giysiler gibi ekipmanlar sinir hasarını önleyebilir.
  4. Fiziksel aktivite ve egzersiz: Düzenli fiziksel aktivite ve egzersiz, sinir sağlığını destekler ve sinir hasarını önlemeye yardımcı olur. Kasları güçlendirmek, esneklik ve dengeyi artırmak sinirlerin sağlığını korur.
  5. Stres yönetimi: Stresin sinir sağlığı üzerinde olumsuz etkisi vardır. Stresi yönetmek için stres azaltma tekniklerini uygulamak, rahatlama egzersizleri yapmak ve düzenli olarak dinlenmek önemlidir.

Çalışmaya bağlı nevrit şiddetli hale gelirse veya iş performansınızı etkilerse bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir. Doğru tanı ve tedavi, semptomların hafifletilmesine ve sinir hasarının ilerlemesinin önlenmesine yardımcı olabilir.

Çalışmaya bağlı nevrozlar, nevralji

Çalışmaya bağlı nevrozlar ve nevralji, işle ilişkili faktörlerden kaynaklanan sinirsel rahatsızlıkları ifade eder.

Çalışmaya bağlı nevrozlar, stresli iş ortamı, yoğun çalışma temposu, iş yükü, rekabetçi atmosfer ve iş tatminsizliği gibi faktörler nedeniyle ortaya çıkabilir. Bu durum, kronik stresin sonucunda ortaya çıkan anksiyete, depresyon, uyku sorunları, yorgunluk ve psikolojik belirtilerle kendini gösterebilir. Çalışanın psikolojik sağlığını etkileyebilir ve iş performansını olumsuz yönde etkileyebilir.

Nevralji ise, çalışma ortamında tekrarlayan hareketler, uzun süreli aynı pozisyonda kalma, titreşim, kimyasal maruziyet gibi faktörlerin sinirler üzerinde tahrişe veya hasara neden olduğu bir durumdur. Nevralji belirli bir sinir veya sinirlerin etkilendiği bölgelerde ağrı, uyuşma, karıncalanma ve hassasiyet gibi semptomlara neden olabilir.

Çalışmaya bağlı nevrozlar ve nevralji ile başa çıkmak için aşağıdaki adımlar yardımcı olabilir:

1. İş ortamında düzenlemeler yapın: İş ortamında ergonomik düzenlemeler yapmak, iş yükünü dengelemek, çalışma saatlerini düzenlemek ve destekleyici bir çalışma ortamı yaratmak önemlidir. İş ortamında stresi azaltmaya yönelik politikalar ve uygulamalar benimsenmelidir.

2. Stres yönetimi: Stresle başa çıkmak için stres yönetimi tekniklerini kullanın. Bunlar arasında derin nefes alma, meditasyon, gevşeme egzersizleri, zaman yönetimi becerileri ve hobilerle ilgilenme gibi yöntemler bulunabilir.

3. Fiziksel aktivite: Düzenli fiziksel aktivite yapmak, kasları güçlendirmek, dolaşımı artırmak ve genel sağlığı desteklemek önemlidir. Fiziksel aktivite stresi azaltabilir ve sinir sağlığını korumaya yardımcı olabilir.

4. İş ve özel yaşam dengesi: İş ve özel yaşam arasında dengeyi sağlamak önemlidir. Zamanınızı iyi yönetmek, dinlenmeye zaman ayırmak, hobilerle uğraşmak ve sosyal bağlantıları sürdürmek sağlıklı bir denge sağlayabilir.

5. Destek alın: Psikolojik destek, çalışma yetersizliği veya sinirsel rahatsızlıklarla başa çıkmada yardımcı olabilir. Bir terapist veya danışmanla konuş

mak, duygusal destek almak ve uygun tedavi seçeneklerini değerlendirmek faydalı olabilir.

Çalışmaya bağlı nevrozlar ve nevralji durumunda, semptomların şiddetli hale gelmesi veya iş performansınızı ciddi şekilde etkilemesi durumunda bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir. Uygun tanı ve tedavi, semptomların hafifletilmesine ve sağlıklı bir çalışma ortamının sağlanmasına yardımcı olabilir.

Psikoloji Sözlüğü

BEDAVA
İNCELE