Allocortex

Bu, insan beyninin beyin yüzeyinin 1 / 12’sini kaplayan ve koku alma sistemi ve hipokampüsün dahil olduğu serebral korteksin (korteks cerebri) bir bölümüdür.

Neokorteksin aksine, belirgin bir tabakalaşma yoktur. Bununla birlikte, toplam en az üç pürüzlü katman alt gruplara ayrılabilir: lamina moleküler, lamina piramiidalis ve lamina multiformis (dışarıdan içeriye). Allcortex, atipik tabaka yapısından dolayı filogeni açısından daha yeni olan izokorteksten histolojik olarak açıkça ayırt edilebilir.

Allocortex, beynin korteksinde (beyin kabuğunda) yer alan ve daha az katmanlı bir yapıya sahip olan kısım olarak tanımlanır. Allocortex, serebral korteksin diğer bölümü olan neokortekse kıyasla daha eski ve evrimsel olarak daha ilkel olarak kabul edilir. Allocortex, beynin üç katmanlı bir yapıya sahip olduğu alanları içerir ve bu nedenle „archicortex“ olarak da adlandırılır.

Allocortex, özellikle beynin duygu, hafıza ve koku işleme gibi işlevlerine katkıda bulunan bölümleri içerir. Allocortex’in önemli bileşenleri şunlardır:

  1. Hipokampus: Beynin medial temporal lobunda bulunan ve özellikle uzun süreli hafıza ve mekansal hafıza ile ilgili işlemlerden sorumlu olan bir yapıdır. Hipokampus, öğrenme ve hafıza oluşumunda kritik bir rol oynar.
  2. Olfaktör korteks: Beynin koku işleme ve kokuyla ilgili bilgilerin entegrasyonundan sorumlu olan bölümüdür. Olfaktör korteks, burun boşluğundaki koku reseptörlerinden gelen bilgileri işler ve bu bilgileri diğer beyin bölgelerine iletir.
  3. Parahipokampal korteks: Hipokampusun hemen yanında yer alan bu yapı, hafıza ve mekansal navigasyon ile ilgili işlemlerde önemli bir rol oynar.

Allocortex, neokorteksten farklı olarak daha az nöronal katmana sahip olmasına rağmen, beynin önemli işlevlerinde ve bilişsel süreçlerde kritik bir rol oynar.

Allodini

Normalde ağrılı olmayan uyaranların (saç tarama, gözlük takma, dokunma gibi uyaranların) tetiklendiğinde artan bir acı ve ağrı veren duyarlılıktır.

Allodini, normalde ağrıya neden olmayan bir uyaranın (örneğin hafif dokunuş) ağrı olarak algılandığı bir durumdur. Bu, sinir sistemindeki anormal duyarlılık nedeniyle ortaya çıkar. Allodini, ağrı mekanizmalarının ve sinir sisteminin bozulduğu durumlarla ilişkilendirilir ve tipik olarak nöropatik ağrı (sinir hasarı nedeniyle ortaya çıkan ağrı) ile bağlantılıdır.

Allodini, genellikle şunlar gibi nedenlerle ortaya çıkabilir:

  1. Sinir hasarı: Travma, cerrahi, diyabet veya diğer hastalıklar nedeniyle sinirlerin hasar görmesi sonucu oluşabilir.
  2. Merkezi sinir sistemi bozuklukları: Multiple skleroz veya Parkinson hastalığı gibi merkezi sinir sistemi bozuklukları allodiniye yol açabilir.
  3. Fibromiyalji: Kas-iskelet sistemi ağrıları ve hassasiyeti ile karakterize olan fibromiyalji, allodini ile ilişkilendirilmiştir.
  4. Migren: Migren atakları sırasında, bazı hastalar baş ve yüz bölgelerinde allodini yaşayabilir.

Allodini tedavisi, altta yatan nedenlere ve hastanın semptomlarının şiddetine bağlı olarak değişir. Tedavi, ağrıyı hafifletmeye, sinir sistemi fonksiyonlarını iyileştirmeye ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik olabilir. İlaçlar (örneğin, antidepresanlar, antikonvülsanlar veya analjezikler), fizik tedavi ve psikoterapi gibi yöntemler allodini tedavisinde kullanılabilir.

Allolali

Bu, yanlış konuşma, konuşma bozukluğu veya konuşmada tam durgunluk için kullanılan teknik terimdir.

Allolali neredeyse tamamen psikotik bozukluğu olan hastalarda ortaya çıkan bir dil engelidir.

Allolali, konuşma bozukluklarından biridir ve dilin fonetik ve fonolojik özelliklerinin (yani, seslerin ve ses kombinasyonlarının) sürekli ve tutarsız bir şekilde değiştiği anormal bir konuşma durumunu ifade eder. Bu bozukluk, konuşma seslerinin ve ses düzenlerinin anormal bir şekilde değişmesine ve zaman zaman anlaşılmaz hale gelmesine neden olabilir.

Allolali, nörolojik hasar, gelişimsel bozukluklar, dil ve konuşma bozuklukları veya psikiyatrik rahatsızlıklar gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Allolali, afazi (dil yetisinin kaybı), apraksi (konuşma hareketlerinin planlanması ve koordinasyonu ile ilgili sorunlar) veya disartri (konuşma kaslarının zayıflığı veya koordinasyon eksikliği nedeniyle konuşma bozukluğu) gibi diğer konuşma bozuklukları ile ilişkilendirilebilir.

Allolali tedavisi, altta yatan nedenlere ve belirtilerin şiddetine bağlı olarak değişir. Tedavi genellikle dil ve konuşma terapisi içerir. Dil ve konuşma terapistleri, seslerin ve ses kombinasyonlarının doğru üretimi ve kullanımı üzerinde çalışarak, kişinin anlaşılırlığını ve iletişim becerilerini geliştirmeye yardımcı olabilir.

Allopati

Homeopati ve naturopatinin aksine çoğunlukla çelişkili semptomlara neden olan kimyasal ilaçlar kullanan geleneksel tıp terimi.

Allopati, geleneksel Batı tıbbı uygulamalarına dayanan bir tıp yaklaşımını ifade eder. Allopatik tıp, hastalıkların ve rahatsızlıkların tedavisinde ilaçlar, cerrahi ve diğer girişimler kullanarak semptomları hafifletmeye veya ortadan kaldırmaya çalışır. Allopatik tıp terimi, genellikle homeopati gibi alternatif veya tamamlayıcı tıp yaklaşımlarından ayırt etmek için kullanılır.

Allopati, hastalık ve rahatsızlıkların nedenlerine odaklanarak, semptomları kontrol altında tutmaya ve hastaların yaşam kalitesini artırmaya çalışır. Allopatik tıp, hastalıkların teşhisi ve tedavisinde bilimsel araştırmalara ve kanıta dayalı tıbbi uygulamalara büyük önem verir.

Özetle, allopati, modern Batı tıbbının temelini oluşturan ve hastalıkları teşhis ve tedavi etmek için ilaçlar, cerrahi ve diğer tıbbi girişimler kullanan bir tıp yaklaşımıdır. Allopatik tıp, genellikle alternatif tıp yöntemleriyle karşılaştırıldığında kullanılan bir terimdir.

Alloplastik / otoplastik

Alloplastik ve otoplastik, cerrahi girişimlerde kullanılan malzemelerle ilgili iki terimdir ve çeşitli tıbbi uygulamalar için kullanılır. İki terimin anlamı şu şekildedir:

  1. Alloplastik: Alloplastik, sentetik veya yapay malzemelerin kullanıldığı cerrahi işlemleri ifade eder. Alloplastik malzemeler, genellikle biyouyumlu polimerler, seramikler veya metaller gibi doku ve organların yerine kullanılır. Alloplastik malzemeler, protezler, kalp kapakçıkları ve diş implantları gibi tıbbi uygulamalar için kullanılır. Alloplastik cerrahi, hastanın kendi dokusuna veya organlarına zarar vermeden, fonksiyon kaybını geri kazandırmak veya estetik düzeltmeler yapmak için yapılan işlemleri içerir.
  2. Otoplastik: Otoplastik, hastanın kendi dokusunun veya organlarının kullanıldığı cerrahi işlemleri ifade eder. Otoplastik malzemeler, hastanın kendi derisi, kıkırdak veya kemik dokusundan alınabilir. Otoplastik cerrahi, yaraların iyileştirilmesi, rekonstrüktif cerrahi veya organ nakli gibi uygulamalar için kullanılabilir. Otoplastik, hastanın kendi dokularının kullanılması nedeniyle, allogreft (başka bir bireyden alınan doku) veya sentetik malzemelerin kullanılmasından kaynaklanabilecek potansiyel reddetme veya uyumsuzluk sorunlarından kaçınmaya yardımcı olur.

Özetle, alloplastik ve otoplastik, cerrahi işlemlerde kullanılan farklı malzemelerle ilgilidir. Alloplastik, sentetik veya yapay malzemelerin kullanımını ifade ederken, otoplastik, hastanın kendi dokularının veya organlarının kullanımını ifade eder.

Aloji

Aloji, Yunanca mantıksızlık, kavrama ya da düşüncesizlik ifadesidir. Mantıksız, anlaşılmaz ve hatta saçma olan ifadeler alojiktir.

Aloji, rahatsız edici düşüncenin bir ifadesi olarak özlü ve düşük içerikli ifadelerden dolayı dilsel bir ifade eksikliğidir. Soruların cevapları sadece yavaş ve kısaca verilmiştir. Aloji ayrıca şizofrenide negatif bir semptom olarak ortaya çıkar. Sebepler, düşünme ve ifade bozukluğu veya iletişim becerilerinin bozulmasıdır. Bunun nedenleri ve sonuçları psikoterapötik olarak tedavi edilebilir.

Aloji, iki kelime arasında, özellikle benzer görünüşlü iki kelime arasında anlam farkı veya uyumsuzluğunu ifade eden bir dilbilim terimidir. Bu tür anlam farkı veya uyumsuzlukları, insanlar arasındaki iletişimde yanlış anlaşılmaya veya kafa karışıklığına yol açabilir.

Aloji örnekleri, dilin yapısal özellikleri ve farklı diller arasındaki benzerlikler veya farklılıklar nedeniyle ortaya çıkar. Aynı kökene sahip farklı diller arasındaki sözcükler arasında anlam farklılıkları veya benzer görünümlü ancak farklı anlamlara sahip kelimeler, alojik olarak kabul edilebilir.

Dilbilimciler ve sözlük yazarları, alojik kavramları belirlemeye ve tanımlamaya çalışırken, dikkatli olmalı ve anlam farklılıklarını ve uyumsuzlukları açık bir şekilde belirtmelidir. Bu, insanların iletişimde karşılaştıkları zorlukları ve yanlış anlamaları en aza indirmeye yardımcı olacaktır.

Alprazolam

Alprazolam, benzodiazepinlerde (yatıştırıcı veya sakinleştirici etkisi olan bir ilaç türü) aktif bir bileşendir.

Anksiyete ve panik bozukluklarını tedavi etmek için kullanılır. Ayrıca depresyonu tedavi etmek için de kullanılabilir, ancak bu tartışmalıdır, çünkü bu durumlarda uzun süreli kullanım da depresif durumlardaki artışla ilişkilidir. Bu nedenle Alprazolam sadece kısa bir süre kullanılmalıdır.

  • Endikasyonları: Anksiyete, panik bozuklukları, adjuvan olarak psikozlarda (destekleyici ajan)

  • Dozaj formları: oral

  • Özellikleri: yatıştırıcı, yüksek doz yatıştırıcı, antikonvülsan

  • Yan etkileri: yorgunluk, baş dönmesi, koordinasyon bozukluğu, bulanık görme, reaktivitenin bozulması, nadiren paradoksal reaksiyonlar (artan aktivite, sinirlilik, öfke reaksiyonları), ataksi, dizartri, genel kas zayıflığı, nadir kilo alımı, libido azalması, artan bağımlılık risiki

  • Kontrendikasyonlar: alkole bağlı akut zehirlenmeler, analjezikler, hipnotikler ve psiktrop ilaçlar, miyasteni, akut dar açılı glokom, benzodiazepin intoleransı

  • Bağıl kontrendikasyonlar: karaciğer / böbrek hasarı, ataksi, eşzamanlı alkol tüketimi, alkolizim, bağımlılık riski

Alprazolam, benzodiazepin sınıfına ait reçeteyle satılan bir ilaçtır. Genellikle anksiyete bozukluğu ve panik bozukluk gibi durumların tedavisinde kullanılır. Anksiyolitik (anksiyete giderici), sedatif, antikonvülsan (nöbet önleyici) ve kas gevşetici özellikleri vardır.

Alprazolam, beyindeki gamma-aminobutyric acid (GABA) adlı nörotransmitterin etkisini artırarak çalışır. GABA, beynin aktivitesini azaltarak sakinleştirici bir etkiye sahiptir. Alprazolam, beynin belirli bölgelerinde GABA reseptörlerine bağlanarak bu sakinleştirici etkiyi güçlendirir ve böylece anksiyete ve panik atak belirtilerini hafifletir.

Alprazolam, bağımlılık yapabilen bir ilaçtır ve genellikle kısa süreli tedaviler için kullanılır. Ayrıca, alprazolamın ani kesilmesi, yoksunluk belirtilerine yol açabilir. Bu nedenle, dozun yavaşça azaltılması ve doktor gözetiminde kesilmesi önerilir.

Alprazolam, Xanax ve Niravam gibi marka adları altında bulunabilir. Her zaman doktorunuzun önerdiği şekilde ve dozda kullanılmalıdır. Ayrıca, alkol ve diğer merkezi sinir sistemi baskılayıcılarıyla birlikte kullanılmamalıdır, çünkü bu kombinasyon solunum depresyonu ve ölümcül sonuçlara yol açabilir.

Alterantia

Bunlar tedaviyi yeniden ayarlamak için kullanılan ilaçlardır.

Terim özellikle naturopatik bölgeye atanır ve ruh halini olumlu yönde değiştiren bir etkiye sahip olan, içeriğinde demir veya gümüş gibi olumlu etkilere sahip olduğu düşünülen aktif maddeleri içeren ilaçlardır.

Alterantia, Latince „değiştirmek“ anlamına gelen „alterare“ kelimesinden türetilmiş bir tıbbi terimdir. Genel olarak, vücut fonksiyonlarını veya sistemlerini düzenleyici veya iyileştirici etkileri olan maddeler veya ilaçlar olarak tanımlanır. Bu ilaçlar, vücutta belirli bir organ sistemi üzerinde çalışarak, genel sağlık durumunu düzeltmeye veya optimize etmeye yardımcı olur.

Alterantia, homeopati ve naturopati gibi geleneksel ve tamamlayıcı tıp alanlarında daha yaygın olarak kullanılır. Günümüzde, bu terim, modern tıpta pek kullanılmamaktadır ve daha spesifik ilaç sınıfları ve etki mekanizmaları kullanılmaktadır. Ancak, bazı geleneksel ve tamamlayıcı tıp uygulayıcıları tarafından hala tercih edilen ve kullanılan bir kavramdır.

Alteration

„Alteration“ (değişiklik), bir şeyin durumunu, biçimini veya özelliklerini değiştiren veya değiştirmeyi amaçlayan bir süreçtir. Bu terim, birçok farklı bağlamda kullanılabilir ve genellikle bir şeyin orijinal haliyle karşılaştırıldığında farklılaşması veya değişmesi anlamına gelir.

İşte bazı örnekler:

  1. Genetik: Bir organizmanın genetik materyalinde (DNA) meydana gelen değişiklikler, mutasyonlar olarak adlandırılır ve bu durum genetik alteration’a (değişiklik) yol açar.
  2. Mimarlık: Bir yapının tasarımında veya yapısında yapılan değişiklikler, mimari alteration olarak adlandırılabilir.
  3. Giyim: Giysilerin beden, şekil veya stilini değiştirme süreci, giysi alteration olarak adlandırılabilir.
  4. Müzik: Müzikal bir yapıda yapılan değişiklikler, seslerin, armonilerin veya ritimlerin değiştirilmesi olarak tanımlanabilir.
  5. Psikoloji: Bireyin düşünce, tutum veya davranışlarında meydana gelen değişiklikler, kişilik veya davranış alteration olarak adlandırılabilir.

Sonuç olarak, „alteration“ terimi, bir şeyin orijinal haline göre değişmesini veya farklılaşmasını ifade eden geniş bir kavramdır ve farklı bağlamlarda kullanılabilir.

Alternatif psikoz

Bu epilepside ortaya çıkan klinik bir tablodur.

Alternatif bir psikoz, tıbbi olarak başarılı bir şekilde tedavi edilen epilepsinin nöbetsiz aralığındaki psikotik bir bozukluktur. Ani nöbetler olmadığında temporal lob epilepsisinde sık görülür, çeşitli psikopatolajik tablo gösterir ve buna EEG’nin normalleşmesi eşlik eder.

Alternatif psikoz terimi, psikoloji ve psikiyatri alanlarında yaygın olarak kullanılan bir terim değildir. Bununla birlikte, alternatif psikoz ifadesi, belki de geleneksel tıbbın dışında kalan psikoz türlerini veya alternatif tıp uygulamalarıyla tedavi edilmeye çalışılan psikotik belirtileri anlatmaya çalışan bir kavram olarak düşünülebilir.

Psikoz, bir kişinin gerçeklikle bağını kaybettiği ve halüsinasyonlar, sanrılar ve düşünce bozuklukları gibi belirtiler yaşadığı bir ruh hali durumudur. Geleneksel psikiyatrik yaklaşımlar, psikozu antipsikotik ilaçlar ve terapi yöntemleriyle tedavi etmeye çalışır.

Alternatif psikoz kavramı, belki de şizofreni, bipolar bozukluk veya psikotik depresyon gibi geleneksel olarak tanımlanmış psikoz türlerine uymayan veya bu durumların alternatif tedavi yöntemleriyle ele alındığı durumları ifade etmeye çalışan bir terim olarak kullanılabilir.

Ancak, psikozun alternatif tıp yöntemleriyle tedavi edilmesi tartışmalıdır ve bu tür yaklaşımların etkinliği ve güvenliği hakkında yeterli bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Psikoz belirtileri yaşayan kişilerin, profesyonel bir ruh sağlığı uzmanı tarafından değerlendirilmeleri ve uygun tedavi yöntemlerinin belirlenmesi önemlidir.