Astenik

„Astenik“ terimi, genellikle zayıflık, enerji eksikliği veya halsizlik hissiyle karakterize bir durumu tanımlar. Bu, genellikle bir kişinin fiziksel veya zihinsel enerjisinin azaldığı bir durumu ifade eder.

Asteni, genellikle bir hastalığın belirtisi veya semptomu olarak görülür ve bir kişinin genel sağlık durumunu, yaşam kalitesini ve günlük işlevlerini etkileyebilir. Birçok farklı sağlık sorunu asteniye neden olabilir, bu yüzden sürekli halsizlik yaşayan bir kişi mutlaka bir sağlık hizmetleri profesyoneli ile görüşmelidir.

Ayrıca, „astenik“ terimi bazen bir kişinin bedensel yapısını tanımlamak için de kullanılır. Astenik vücut tipi genellikle ince, uzun ve zayıf bir yapıyı ifade eder.

Astenik kişilik

Astenik kişilik, genellikle halsizlik, enerji eksikliği, çabuk yorulma, duygusal dengesizlik ve genel bir kırılganlıkla karakterize edilen bir kişilik tipidir. Bu kişilik tipine sahip olan bireyler, genellikle stresli durumlara karşı daha az dayanıklı olabilirler ve genellikle çevrelerindeki olaylardan kolayca etkilenebilirler.

Astenik kişilik, bazı psikolojik ve psikiyatrik bozuklukların bir bileşeni olabilir. Örneğin, depresyon ve anksiyete bozuklukları, genellikle astenik belirtilerle ilişkilidir. Bu tür bir kişilik tipi, bu durumları tedavi etmek için bir psikoloji veya psikiyatri profesyoneli ile çalışmayı gerektirebilir.

Bu terim genellikle eski psikiyatrik literatürde kullanılır ve günümüzde daha az yaygındır. Modern psikiyatrik tanı ve sınıflandırma sistemleri, genellikle daha spesifik ve detaylı kişilik bozukluğu kategorileri kullanır. Ancak, astenik kişilik hala bazı durumlarda tanımlayıcı bir terim olarak kullanılabilir.

Astenik kişilik bozukluğu

Astenik kişilik bozukluğu, genellikle enerji eksikliği, genel halsizlik, çabuk yorulma, duygusal dengesizlik ve genel kırılganlıkla karakterize edilen bir kişilik bozukluğudur. Bu bozukluğa sahip olan bireyler, genellikle stresli durumlara karşı daha az dayanıklı olabilirler ve genellikle çevrelerindeki olaylardan kolayca etkilenebilirler.

Astenik kişilik bozukluğu olan kişiler, genellikle günlük yaşamın streslerini yönetmekte zorluk çekerler ve genellikle çevrelerindeki olaylara duygusal olarak aşırı tepki verirler. Bu bozukluk, genellikle kişinin işlevselliğini ve yaşam kalitesini etkileyebilen anksiyete ve depresyon belirtileriyle ilişkilidir.

Bu durum, genellikle profesyonel psikolojik veya psikiyatrik yardım gerektirir ve genellikle bilişsel-davranışçı terapi (CBT) gibi psikoterapi teknikleri ile tedavi edilir. Ayrıca, belirtileri hafifletmeye yardımcı olabilecek belirli ilaçlar da kullanılabilir.

Ancak, modern psikiyatrik tanı ve sınıflandırma sistemlerinde astenik kişilik bozukluğu genellikle spesifik bir kategori olarak kabul edilmez. Bunun yerine, genellikle daha geniş kişilik bozukluğu kategorileri altında ele alınır. Bu nedenle, bu terim genellikle eski psikiyatrik literatürde daha yaygın olarak bulunur.

Astraphobia

Astraphobia, yıldırım ve gök gürültüsüne karşı aşırı veya irrasyonel bir korku durumudur. Bu fobi genellikle çocuklukta başlar ve yetişkinliğe kadar sürebilir. Yıldırım ve gök gürültüsünden kaynaklanan ani ve yüksek sesler, astraphobia’ya sahip olan kişileri aşırı şekilde korkutabilir. Bu kişiler fırtına öncesi, sırası ve sonrasında aşırı anksiyete, panik ataklar ve kaçma davranışları yaşayabilirler.

Bununla birlikte, astraphobia genellikle tedavi edilebilir. Bilişsel-davranışçı terapi, bu tür fobilerin tedavisinde etkili bir yöntemdir. Bu terapide, kişinin korkularını yüzleşmeye ve bunları yönetmeye yardımcı olacak stratejiler öğretilir. Ayrıca, bazı durumlarda, anksiyete belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilecek ilaçlar da kullanılabilir.

Astrositoma

Astrositoma, beyin ve omurilikte bulunan ve destekleyici hücreler olan astrositlerden kaynaklanan bir tür beyin tümörüdür. Astrositler, sinir hücrelerini (nöronları) desteklemek ve beslemek için çalışan ve beyin ve omurilikte bulunan bir tür glial hücresidir. Astrositomalar, yetişkinlerde ve çocuklarda görülebilir ve genellikle tedaviye cevap verirler. Ancak, bazı astrositomalar daha agresif olabilir ve daha zor tedavi edilebilir.

Astrositomaların belirtileri tümörün büyüklüğüne, tipine ve konumuna bağlıdır. Genel belirtiler arasında baş ağrısı, bulantı, kusma, nöbetler ve sinir sistemi fonksiyonlarında bozulma bulunabilir. Tedavi genellikle ameliyat, radyoterapi, ve/veya kemoterapiyi içerir. Prognoz, tümörün tipine, büyüklüğüne, yerine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır.

Asymboly

Asymboly, belirli bir kavram veya nesneyle ilgili sembollerin anlamlarını anlama veya kullanma yeteneğinin kaybıdır. Bu genellikle beyin hasarının bir sonucu olarak ortaya çıkar. Örneğin, bir kişi sayıları veya harfleri tanıyabilir ancak onların anlamlarını veya kullanımlarını anlayamayabilir. Bu, matematiksel hesaplamaları yapma veya okuma ve yazma yeteneğini etkileyebilir. Asymboly, genellikle daha geniş bir afazi veya nöropsikolojik bozukluk tablosunun bir parçasıdır. Bu durum genellikle beyinde dil ve sembol işleme ile ilgili alanlarda hasar sonucu ortaya çıkar.

Ataksi

Ataksi, kas hareketlerinin koordinasyonunun bozulmasıdır. Ataksi olan kişiler dengesiz yürüyebilir, belirsiz konuşabilir veya zorlukla nesnelere dokunabilirler. Bu durum, beyindeki bir bozukluk, genetik bir bozukluk veya alkol ya da ilaçların neden olduğu bir durumdan kaynaklanabilir.

Ataksi, beyinde, özellikle de beyincikte (hareketlerin koordinasyonundan sorumlu olan bölge) meydana gelen bir hasar veya işlev bozukluğu nedeniyle ortaya çıkar. Bu durum ayrıca genetik bozukluklar, alkol kötüye kullanımı, inme, tümör, serebral palsi, multipl skleroz ve bazı ilaçların yan etkileri gibi çeşitli sağlık sorunlarından da kaynaklanabilir.

Bu durumun tedavisi genellikle altta yatan nedenin tedavisine yöneliktir. Fizik tedavi ve mesleki terapi, hastaların günlük yaşamlarını sürdürmelerine yardımcı olabilir. Belirli durumlarda, ilaçlar veya cerrahi işlemler de yararlı olabilir.

Ataraktikler

„Ataraktikler“, genellikle stres ve kaygıyı azaltmak için kullanılan bir ilaç grubunu ifade eder. Bu kelime genellikle „ataraksik ilaçlar“ anlamında kullanılır. Bu ilaçlar, genellikle anksiyete ve uykusuzluk gibi durumların tedavisinde kullanılır çünkü sakinleştirici ve uyuşturucu etkileri vardır. Bu ilaç grubuna örnek olarak benzodiazepinler, barbitüratlar ve bazı antihistaminikler verilebilir. Ancak, bu ilaçların yan etkileri ve bağımlılık yapma potansiyeli vardır, bu yüzden sadece bir doktorun reçete etmesi ve gözetiminde kullanılmalıdırlar.

Atenolol

Atenolol, genellikle yüksek tansiyon (hipertansiyon), göğüs ağrısı (anjina), ve bazı kalp ritim bozukluklarının tedavisinde kullanılan bir ilaçtır. Bu ilaç, beta blokerlar adı verilen bir ilaç grubuna aittir.

Beta blokerlar, kalbin atış hızını yavaşlatır ve kalp kasının kan ve oksijen ihtiyacını azaltır. Bu, kalbin daha az sert bir şekilde çalışmasını sağlar ve kan basıncını düşürür. Bu özellikleri nedeniyle, atenolol, kalp krizi sonrası hayatta kalma şansını artırmak için de kullanılabilir.

Her ilaçta olduğu gibi, atenolol’un da potansiyel yan etkileri bulunmaktadır. Bunlar arasında yorgunluk, baş dönmesi ve soğuk eller veya ayaklar bulunabilir. Ayrıca atenolol, astımı olan kişilerde solunum problemlerini kötüleştirebilir. Bu nedenle, atenolol kullanırken doktorunuzun önerilerini dikkatlice takip etmek önemlidir.

Ateroskleroz demans

Ateroskleroz, arter duvarlarının kalınlaşarak sertleşmesi ve daralması durumudur. Bu durum, arterlerin içinden geçen kanın miktarını ve hızını azaltır, böylece organlara ve dokulara oksijen ve besin maddeleri taşıyan kanın miktarı azalır.

Ateroskleroz demans, aterosklerozun beyin arterlerini etkilediği ve buna bağlı olarak beyin fonksiyonlarında azalma (demans) olduğu durumdur. Bu durum genellikle yaşlı yetişkinlerde görülür ve belirtileri hafıza kaybı, konsantrasyon güçlüğü, karar verme yeteneğinde azalma ve diğer zihinsel becerilerde düşüş olabilir.

Ateroskleroz demans, genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlarla yönetilebilir. Bu tedaviler genellikle kan basıncını ve kolesterol seviyelerini kontrol altında tutmayı, sağlıklı bir diyet uygulamayı, düzenli egzersiz yapmayı ve sigara içmeyi içerir. Bununla birlikte, bu durumun ilerlemesini tamamen durdurmak genellikle mümkün değildir.