Ameliyat bağımlılığı, bir kişinin sürekli olarak ameliyat olma ihtiyacı hissettiği ve estetik ya da tıbbi açıdan gerekmeyen ameliyatlar için talepte bulunduğu psikolojik bir durumdur. Bu durum genellikle vücut dismorfik bozukluk (BDD) ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi diğer akıl sağlığı sorunlarıyla ilişkilidir.
Ameliyat bağımlılığı olan kişiler, fiziksel görünümlerini sürekli düzeltme ihtiyacı duyarlar ve bu düzeltme için cerrahi müdahaleleri tekrar tekrar arzularlar. Bu kişiler genellikle ameliyatın sonuçlarından memnuniyetsiz kalır ve daha fazla ameliyat istemeye devam eder. Bu durum, bireyin sosyal, mesleki ve kişisel yaşamında önemli sıkıntılara yol açabilir.
Ameliyat bağımlılığı tedavisi, altta yatan akıl sağlığı sorunlarını ele almayı amaçlar. Terapi, bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi ameliyat bağımlılığı ile ilişkili düşünce ve davranış kalıplarını değiştirmeyi hedefleyen yaklaşımlar içerebilir. Ayrıca, antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi ilaç tedavileri de bu durumu yönetmede etkili olabilir. Ameliyat bağımlılığı tedavisinde önemli olan, bireyin gerçekçi beklentilere sahip olmasını sağlamak ve cerrahi müdahalelerin sürekli olarak yaşam kalitesini artırmayacağı gerçeğini kabul etmelerine yardımcı olmaktır.
Ameliyat sonrası psikoz, bir kişinin ameliyatın ardından geçici olarak psikotik belirtiler gösterdiği bir durumdur. Ameliyat sonrası psikoz, ameliyatın kendisi, anestezi, hastanın fiziksel durumu, ağrı, ilaçlar ve diğer faktörlerin bir kombinasyonu nedeniyle ortaya çıkabilir. Ameliyat sonrası psikoz nadir görülse de, ciddi ve hızlı tedavi gerektiren bir durumdur.
Ameliyat sonrası psikoz belirtileri şunları içerebilir:
- Halüsinasyonlar (görme, işitme, dokunma, koku veya tat alma ile ilgili yanılsamalar)
- Paranoya ve şüphe
- Düşünce ve konuşmada karmaşıklık
- Anksiyete ve korku
- Duygusal dengesizlik
- Uyumsuz ve düzensiz davranışlar
Ameliyat sonrası psikozun tedavisi, semptomların şiddetine ve altta yatan nedenlere bağlıdır. Tedavi genellikle antipsikotik ilaçlar ve anksiyete ve ağrıyı hafifletmeye yönelik diğer ilaçlar içerir. Psikoterapi, bireyi desteklemek ve semptomları yönetmek için de kullanılabilir. Genellikle, ameliyat sonrası psikoz tedavi edildiğinde semptomlar geçicidir ve kişi tam olarak iyileşir.
Amenore, bir kadının adet kanamasının (regl döneminin) beklenen süre boyunca durması ya da hiç başlamaması durumudur. İki tür amenore vardır: primer amenore ve sekonder amenore.
- Primer amenore: 16 yaşına kadar menstürasyon (adet kanaması) başlamamışsa primer amenore olarak adlandırılır. Primer amenore, doğuştan gelen anormallikler, hormonal dengesizlikler veya diğer tıbbi durumlar nedeniyle ortaya çıkabilir.
- Sekonder amenore: Daha önce düzenli adet gören bir kadının, hamilelik dışında üç ay boyunca ya da daha fazla süreyle adet görmemesi durumunda sekonder amenoreden bahsedilir. Sekonder amenore, stres, aşırı kilo kaybı veya kazancı, polikistik over sendromu (PCOS), tiroid hastalıkları ve diğer tıbbi durumlar nedeniyle ortaya çıkabilir.
Amenorenin nedenleri ve tedavisi, durumun türüne ve altta yatan faktörlere bağlıdır. Hormonal dengesizliklerin düzeltilmesi, kilo yönetimi, stresin azaltılması ve diğer yaşam tarzı değişiklikleri, amenore tedavisinde etkili olabilir. Özellikle hormonal dengesizliklerle ilgili durumlarda, doktorlar hormon tedavisi önerebilir. Amenore tedavisi, bir kadının doğurganlığını etkileyebileceği için önemlidir ve tıbbi değerlendirme gerektirir.
Amentia, şiddetli zeka geriliği ve genellikle gelişme dönemlerinde meydana gelen bilişsel işlevlerde önemli eksikliklerle karakterize olan bir nöropsikiyatrik sendromdur. Amentiyal sendrom, kişinin öğrenme, dil, sosyal ve adaptasyon becerilerini etkiler ve bu kişinin normal yaşamında önemli zorluklara neden olabilir.
Amentia, genetik faktörler, doğum sırasındaki komplikasyonlar, beyin hasarı, çocukluk döneminde yaşanan şiddetli enfeksiyonlar ve beslenme eksiklikleri gibi çeşitli faktörlerle ilişkilendirilir. Amentiyal sendromun tanısı genellikle zekâ ve öğrenme yeteneklerini değerlendiren testler ve tıbbi değerlendirmelerle konulur.
Amentiyal sendrom tedavisi, temelde altta yatan nedenlere ve durumun şiddetine bağlıdır. Tedavi, eğitim, bilişsel terapi, dil terapisi, mesleki terapi ve sosyal becerilerin geliştirilmesine yönelik stratejileri içerebilir. Ayrıca, ailelerin ve bakım sağlayıcıların desteği ve rehberliği, bu kişilerin yaşam kalitesini artırmada ve yaşamlarına anlam katmada önemli bir rol oynar.