Beklenti – Önsezi (Aura)

„Beklenti – Önsezi (Aura)“, genellikle epilepsi ve migren gibi tıbbi durumlarla ilişkilendirilir. „Aura“ terimi, bir kişinin bir epilepsi nöbeti veya migren başlamadan önce deneyimlediği belirli duygusal, duyusal veya zihinsel değişikliklere işaret eder.

Aura deneyimleri oldukça çeşitli olabilir. Bazı insanlar ışıklar, renkler veya şekiller görebilirken, diğerleri belirli bir koku alabilir veya bir uyuşma veya karıncalanma hissi deneyimleyebilir. Bu deneyimler genellikle kısa sürer ve genellikle asıl durumun (örneğin, bir epilepsi nöbeti veya migren atağı) hemen öncesinde gerçekleşir.

Önsezi veya beklenti olarak da adlandırılan bu durum, bireyin yaklaşmakta olan bir olayı önceden hissetmesi durumudur. Bu, bireyin belirli belirtileri ve semptomları tanımasına ve belki de ilerleyen durumu yönetmek için önlem almasına yardımcı olabilir. Ancak, aura veya önseziler herkes tarafından deneyimlenmez ve her zaman bir tıbbi durumun yaklaştığı anlamına gelmez. Bu nedenle, aura veya önseziler hakkında bir sağlık profesyoneli ile konuşmak önemlidir.

Beklenti korkusu

„Beklenti korkusu“, bir olayın veya durumun gelecekte meydana geleceği konusunda yoğun, genellikle kaygı verici beklentiye dayanan bir tür korku veya endişeyi ifade eder. Bu, belirli bir durum, etkinlik veya deneyimle ilgili olumsuz bir sonucun beklendiği durumlarda genellikle görülür.

Örneğin, bir kişi halka açık bir konuşma yapmayı planladığı zaman, konuşmanın yanlış gideceği veya başarısız olacağı hakkında yoğun bir beklenti korkusu yaşayabilir. Bu durum, genellikle performansla ilgili durumlarda veya bireyin belirsizlikle karşı karşıya kaldığı diğer durumlarda meydana gelebilir.

Beklenti korkusu, genellikle anksiyete bozuklukları ve özellikle panik bozukluk, genelleşmiş anksiyete bozukluğu ve özgül fobiler gibi durumlarla ilişkilidir. Bireyin, belirli bir durumun veya olayın olumsuz sonuçları konusunda aşırı endişe duyması ve bu endişenin bireyin normal günlük işlevlerini engellemesi durumunda, bir sağlık profesyoneli ile konuşmak önemlidir. Bu tür bir korku, bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi tedavilerle yönetilebilir.

Bel fıtığı (İntervertebral disk çıkıntısı)

Bel fıtığı, omurganın bel kısmında bulunan intervertebral disklerin (omurga kemikleri arasında bulunan ve omurganın hareketini sağlayan, darbeleri emen yapılar) hasar görmesi ve omurilik kanalına veya sinir köklerine doğru çıkıntı yapması durumudur.

Bel fıtığının çeşitli belirtileri olabilir ve bunlar genellikle çıkıntının büyüklüğüne ve yerine bağlıdır. Bel fıtığının belirtileri arasında bel veya kalça ağrısı, uyuşma, karıncalanma, kas güçsüzlüğü ve bazı durumlarda bacaklarda ağrı yer alabilir. Ağrı genellikle otururken, ağırlık kaldırırken veya vücut pozisyonu değiştirirken kötüleşir.

Bel fıtığının tedavisi genellikle ağrıyı kontrol etmek, enflamasyonu azaltmak ve normal hareketi geri kazanmak için ilaçlar, fizik tedavi ve bazen de cerrahi müdahaleyi içerir. Bel fıtığı olan bir kişi genellikle bel ağrısı, uyuşma veya karıncalanma gibi belirtiler yaşarsa bir sağlık profesyoneli ile görüşmelidir.

Belleğin engellenmesi

Belleğin engellenmesi, bir bilgiyi hatırlama sürecinde yaşanan bir tür kısıtlamadır. Bu durumda, bir kişi belirli bir bilgiye erişmeye çalışırken zihinsel blokajlar veya engellemeler yaşar. Belleğin engellenmesi genellikle geçici bir durumdur ve stres, yorgunluk veya bilgi yüklenmesi gibi faktörlerle tetiklenebilir.

Bu durum genellikle „tip of the tongue“ fenomeni ile ilişkilidir, yani bir kişi bir şeyi hatırlamaya çalışır, ancak o an için bu bilgiye erişemez. Belleğin engellenmesi genellikle bilgiyi tamamen unutma durumu değildir, çünkü genellikle bilgi sonunda hatırlanabilir.

Belleğin engellenmesi, birçok farklı bellek bozukluğunun da belirtisi olabilir, bu yüzden sürekli hale geldiğinde veya günlük yaşamı etkilediğinde bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

Bellek aldatmacası

Bellek aldatmacası, bellek hatalarının bir türüdür ve bir kişinin yanlış veya yanıltıcı bir anıyı gerçek bir olay olarak hatırlamasına neden olur. Bu genellikle bir kişi yanlış bilgilerle karşılaştığında, örneğin başka birinden duyduğu bir hikaye veya yanıltıcı bir görsel ipucu nedeniyle olur.

Bir kişi bellek aldatmacası yaşadığında, genellikle düşünce, inanç veya anılarına zarar veren yanıltıcı bilgileri doğru kabul eder. Bellek aldatmacası ayrıca bir kişinin bir olayın ayrıntılarını hatırlama biçimini de etkileyebilir.

Bellek aldatmacası, bir kişinin doğru bilgileri hatırlama yeteneğini etkileyebilir ve bu da karar verme süreçlerini ve diğer bilişsel işlevleri etkileyebilir. Bellek aldatmacası genellikle yargılama hatalarına ve yanlış anıların oluşmasına neden olur.

Bellek aralığı

„Bellek aralığı“, bir kişinin belirli bir zamanda hatırlayabileceği bilgi miktarını tanımlar. Terim genellikle kısa süreli bellek veya işlem belleği içerisinde kullanılır ve genellikle bir kişinin yaklaşık olarak 7 (+/- 2) öğeyi aynı anda hatırlayabileceği anlamına gelir. Bu 7 öğe sayısı, George Miller tarafından 1956’da „Belleğin Büyülü Sayısı Yedi“ adlı ünlü makalesinde belirlenmiştir.

Bu aralık çeşitli stratejiler kullanılarak genişletilebilir, örneğin chunking (parçalama) stratejisi. Chunking, bilgiyi daha anlamlı ve daha büyük birimlere, yani „chunks“ (parçalar) halinde gruplandırma sürecidir. Örneğin, bir telefon numarasını hatırlarken, insanlar genellikle sayıları daha büyük gruplar halinde hatırlarlar. Bu sayede, hatırlanması gereken öğe sayısını azaltır ve dolayısıyla bellek aralığını genişletirler.

Bellek bozuklukları

„Bellek bozuklukları“, belleğin normal işlevinin bozulduğu durumları ifade eder. Bellek bozuklukları genellikle geçici ya da sürekli olabilir ve bir kişinin kısa süreli belleği, uzun süreli belleği veya her ikisini birden etkileyebilir.

Bellek bozuklukları, travma, yaşlanma, psikiyatrik hastalıklar, nörolojik hastalıklar, belirli ilaçların kullanımı, alkol veya uyuşturucu kötüye kullanımı, vitamin eksiklikleri ve diğer tıbbi durumlar gibi çeşitli nedenlerle oluşabilir.

Bellek bozukluklarının örnekleri arasında Alzheimer hastalığı, demans, amnezi, Korsakoff sendromu ve demans bulunur. Bu bozukluklar, kişinin günlük yaşamını ciddi derecede etkileyebilir ve belirli durumlarda tedavi veya yönetim stratejileri gerektirebilir. Bellek bozuklukları genellikle bir nörolog, geriatri uzmanı, psikiyatrist veya diğer sağlık profesyonelleri tarafından teşhis ve tedavi edilir.

Bellek izleme

„Bellek izleme“, bireylerin belirli bir hafıza izini veya hatırlama sürecini takip etme yeteneklerini ifade eder. Bu, genellikle hatırlanan bilgilerin kaynağını belirlemek için kullanılır. Örneğin, bir kişi belirli bir bilgi parçasını nerede ve ne zaman öğrendiğini belirlemeye çalışabilir.

Bellek izlemenin bir başka örneği, bir kişinin belirli bir olayı hatırladığından veya onu hayal ettiğinden emin olmaya çalışmasıdır. Bellek izleme, kişinin doğru hatırlama ve bellek bozulmalarını önlemek için kullanılan önemli bir süreçtir.

Bellek izleme süreci bazen hatalı olabilir ve bu da bellek yanılsamalarına yol açabilir. Örneğin, bir kişi bir bilgi parçasını yanlış bir kaynakla ilişkilendirebilir veya bir olayı yaşamış olmasına rağmen onu hayal etmiş olduğuna inanabilir. Bu tür hatalar, çeşitli faktörlerin etkisi altında olabilir, örneğin kişinin dikkat seviyesi, bilginin karmaşıklığı ve geçen zaman.

Bellek performansını artırma stratejisi

„Bellek performansını artırma stratejisi“, belleğin verimliliğini ve hatırlama yeteneğini iyileştirmek için kullanılan yöntemler ve teknikleri ifade eder. Bu stratejiler, bellek performansını artırmak ve bilgilerin daha etkili bir şekilde öğrenilmesini ve hatırlanmasını sağlamak amacıyla kullanılır.

Bellek performansını artırma stratejileri arasında şunlar bulunur:

1. Tekrarlama: Bilgilerin hatırlanmasını iyileştirmek için en basit ve en yaygın kullanılan strateji, bilgilerin tekrar tekrar okunması veya yazılmasıdır.

2. Chunking: Bu strateji, büyük miktarda bilgiyi daha küçük, daha yönetilebilir gruplara veya „chunklara“ bölmeyi içerir.

3. Mnemonikler: Bu stratejiler, bilgileri daha anlamlı ve hatırlanması daha kolay bir formatta örgütlemek için kullanılır. Örneğin, bir akrostiş oluşturmak veya bir hikaye oluşturmak.

4. Elaborative encoding: Bu strateji, bilgileri derinlemesine işlemeyi ve onları mevcut bilgilerle ilişkilendirmeyi içerir. Bu, bilgileri daha anlamlı ve bu nedenle daha hatırlanabilir kılar.

5. Dağıtılmış pratik: Bu strateji, öğrenme oturumlarının zaman içinde dağıtılmasını içerir, böylece bellek performansı artar.

6. Test etme etkisi: Kendi bilgimizi test etmek, hatırlama yeteneğimizi geliştirir.

7. Görsel-işitsel teknikler: Bilgileri resimler, diyagramlar, renkler veya müzik gibi görsel veya işitsel unsurlarla ilişkilendirmek.

Bu stratejiler, farklı öğrenme stillerine ve çeşitli öğrenme görevlerine uygun olarak kişiselleştirilebilir. Herkesin öğrenme ve hatırlama şekli biraz farklı olduğu için en etkili bellek stratejileri kişiden kişiye değişebilir.

Ben – anakorezi

„Ben – anakorezi“ ifadesi genellikle psikoloji ve psikiyatri literatüründe yer alır ve genellikle kişinin kendi benlik algısıyla ilgili bir çatışmayı ifade eder. Ancak, bu terimin spesifik bir tanımı veya yaygın bir kullanımı olmayabilir. Bu ifade belirli bir bağlamda kullanıldığında, genellikle kişinin kendi benlik algısı ve gerçekliği arasındaki bir uyuşmazlık veya çatışma anlamına gelir. Genellikle bu durum, öz-imge sorunları ve benlik saygısı problemleriyle ilgilidir.

Örneğin, bir kişi vücut imajı bozukluklarından muzdarip olabilir ve bu da „ben – anakorezi“ durumunu oluşturabilir. Bu durumda, kişi kendi bedenini olduğundan daha farklı algılayabilir ve bu yanıltıcı algı, öz-imge ve benlik saygısı sorunlarına yol açabilir.

Lütfen not edin ki, bu terim genellikle belirgin bir tanımı olmayan ve belirli bir bağlamda farklı anlamlara gelebilecek psikolojik terminolojiye özgüdür. Bu nedenle, daha spesifik bir anlam belirlemek için daha fazla bağlam gerekmektedir.

Unutmayın ki sağlıkla ilgili her konuda profesyonel bir sağlık hizmetleri sağlayıcısının rehberliği en iyisidir. Eğer bu terim bir tıbbi veya psikolojik durumun açıklaması olarak verilmişse, bu durumu bir sağlık profesyoneliyle tartışmak en iyisidir.