Beyin ölümü, tüm beyin fonksiyonlarının geri dönüşümsüz olarak durduğu ve beyin dokusunun kalıcı olarak hasar gördüğü bir durumdur. Beyin ölümü, beyindeki tüm fonksiyonların tamamen kaybolduğu anlamına gelir, bu da bilinç, solunum, kalp atışı ve beyin sapı işlevlerini içerir.
Beyin ölümünün tanımı ve teşhisi, genellikle uluslararası tıbbi standartlara ve yerel yasal düzenlemelere dayanır. Bir kişinin beyin ölümü olduğunu belirlemek için genellikle bir dizi klinik test ve değerlendirme yapılır. Bu testler arasında nörolojik muayene, beyin fonksiyonlarını değerlendiren testler, beyin görüntüleme yöntemleri ve elektroensefalogram (EEG) gibi testler bulunur. Bu testlerin sonuçlarına dayanarak, bir beyin ölümü teşhisi konulabilir.
Beyin ölümü geri dönüşümsüz bir durumdur ve artık hayatta kalmak için yeterli bir beyin fonksiyonu yoktur. Beyin ölümü teşhisi konulan bir kişi solunum cihazına bağlı olarak yaşayabilir, ancak beyin fonksiyonları tamamen durmuştur. Bu durumda, beyin ölümü gerçekleştiğinde artık yaşamsal fonksiyonları destekleyen cihazların yardımı olmadan yaşam devam etmez.
Beyin ölümü, organ nakli gibi durumlarda önemli bir konudur. Beyin ölümü teşhisi konulan bir kişi, organlarının canlı tutulması ve nakil için kullanılması durumunda uygun aday olabilir. Organ bağışı, beyin ölümü teşhisi konulan kişinin ve sağlık ekibinin yerel yasalara ve etik kurallara uygun olarak yapılmalıdır.
Beyin ölümü, hem tıbbi hem de etik açıdan karmaşık bir konudur. Teşhis ve beyin ölümü tanımı, uluslararası ve yerel sağlık otoriteleri tarafından belirlenen standartlara göre yapılır. Bu standartlar, doğru ve güvenilir bir şekilde beyin ölümünü belirlemek için geliştirilmiştir ve tıbbi topluluk tarafından kabul edilmektedir.