„Ben-Çocuk“ terimi, Eric Berne tarafından geliştirilen transaksiyonel analiz kuramında kullanılan bir kavramdır. Ben-Çocuk, bireyin kişiliğinde bulunan üç farklı ego durumundan biridir.
Ben-Çocuk, kişinin geçmiş deneyimlerinden kaynaklanan ve çocuksu tepkileri, düşünceleri ve duyguları temsil eden bir ego durumudur. Bu ego durumu, kişinin çocukluk döneminden getirdiği deneyimleri, inançları ve duygusal tepkileri yansıtabilir. Ben-Çocuk, spontan, duygusal ve yaratıcı bir şekilde davranma eğilimindedir.
Ben-Çocuk, birçok farklı şekilde ortaya çıkabilir. Olumlu bir şekilde ifade edildiğinde, kişi duygusal bağlantılar kurabilir, yaratıcı olabilir ve keyifli deneyimler yaşayabilir. Ancak, olumsuz bir şekilde ifade edildiğinde, kişi dürtüsel veya çocuksu davranabilir, olumsuz duygular yaşayabilir veya sorunlu davranışlara yönelebilir.
Transaksiyonel analizde, terapi sürecinde bireyin Ben-Çocuk ego durumunu fark etmesi, anlaması ve gerektiğinde uygun şekilde yönetmesi önemlidir. Bu, kişinin daha sağlıklı ve yetişkin bir şekilde davranmasını sağlar. Ben-Çocuk ego durumunun farkındalığı, daha olumlu ve işlevsel iletişim ve ilişkilerin gelişmesine yardımcı olabilir.
Benign paroksismal pozisyonel baş dönmesi (BPPV), iç kulakta bulunan vestibüler sistemdeki hareket algılayıcılarının uygun olmayan bir şekilde hareket etmesi sonucu ortaya çıkan bir denge bozukluğudur. Bu durum, aniden ortaya çıkan baş dönmesi ataklarına neden olur ve genellikle belirli baş pozisyonlarıyla ilişkilidir.
BPPV’nin temel belirtisi baş dönmesidir. Baş dönmesi genellikle ani baş hareketleriyle tetiklenir ve genellikle birkaç saniye ile birkaç dakika arasında sürer. Baş dönmesine genellikle başın belli bir yönde hareketi veya belli bir pozisyona geçiş eşlik eder. Ayrıca, baş dönmesi atakları sırasında denge kaybı, mide bulantısı ve kusma gibi semptomlar da görülebilir.
BPPV’nin nedeni genellikle iç kulakta oluşan kalsiyum karbonat kristallerinin (otokoniyalardan oluşan otolitler) doğru yerde olmamasıdır. Bu kristaller, normalde belirli bir bölgede bulunması gereken utrikül ve sakkül adı verilen yapılar içinde hareket etmelidir. Ancak, bazen bu kristaller yanlış yerlere hareket eder ve baş dönmesine neden olur.
BPPV genellikle tedavi edilebilir bir durumdur. Tedavi genellikle Epley manevrası veya Semont manevrası gibi baş pozisyonlarını değiştiren fiziksel manevralarla yapılır. Bu manevralar, iç kulaktaki kristallerin doğru konumlarına yerleşmesine yardımcı olur. BPPV tedavisi için bir kulak burun boğaz uzmanı veya fizyoterapist ile görüşmek önemlidir.
Benlik saygısı, bir kişinin kendi hakkındaki genel değerlendirmesini ifade eder. Yani, bir bireyin kendisini ne kadar olumlu veya olumsuz gördüğünün bir ölçüsüdür. Bu, kişinin kendi yeteneklerine, yeteneksizliklerine, görünüşüne ve genel olarak kim olduğuna dair inançlarını içerir.
Benlik saygısı genellikle iki ana bileşenden oluşur: kendine değer verme ve yeteneklilik hissi. Kendine değer verme, bir kişinin kendisini sevme ve saygı duyma kabiliyetidir. Yeteneklilik hissi ise, bir kişinin belirli görevleri ve sorumlulukları yerine getirme yeteneğine olan inancını içerir.
Benlik saygısı, bireyin sosyal, iş veya okul yaşamındaki etkileşimlerini ve genel yaşam kalitesini büyük ölçüde etkiler. Yüksek benlik saygısına sahip kişiler genellikle daha mutlu ve başarılıdır. Ancak düşük benlik saygısı, depresyon, anksiyete ve diğer ruh sağlığı sorunlarına yol açabilir.
Benlik saygısını geliştirmek için bireyler, kendilerine gerçekçi hedefler belirleyebilir, başarılarını kutlayabilir ve olumlu kendilik algısını teşvik eden sağlıklı düşünce alışkanlıklarını benimseyebilirler. Aynı zamanda, kişinin kendisini başkalarıyla kıyaslamaktan kaçınması ve kendi değerini başkalarının onayına dayandırmaması önemlidir. Kendi kendine sevgi ve öz bakım da benlik saygısını artırmada önemli rol oynar.
Deindividuation, sosyal psikolojide bireylerin belirli durumlarda kendi benliklerinden veya kişisel kimliklerinden uzaklaşma eğilimi anlamına gelir. Bu durum, genellikle büyük gruplar veya anonim ortamlar gibi durumlarda, bireyin kendini bireysel olarak değil, grubun bir parçası olarak algılaması sonucu meydana gelir.
Deindividuation genellikle bireylerin normalde gösterebilecekleri kişisel sorumluluk ve ahlaki yargı duygusunun azalmasına yol açar. Bu durum, aksi takdirde normalde yapmayacakları eylemleri gerçekleştirmelerine olanak sağlar. Örneğin, isyanlar, linçler, çevrimiçi trollük ve diğer antisosyal davranışlar genellikle deindividuation sonucu meydana gelir.
Deindividuation kavramı, 1950’lerde Amerikalı sosyal psikolog Leon Festinger ve arkadaşları tarafından geliştirildi. Festinger ve ekibi, bireylerin gruplarda anonimlik hissi yaşadıklarında, kişisel kimliklerini ve bireysel sorumluluklarını kaybettiklerini ve böylece daha fazla risk alabileceklerini ve daha fazla antisosyal davranış sergileyebileceklerini belirtti.
Bireylerin deindividuation durumlarını aşmalarına yardımcı olmak için, grup içinde bireysel kimliklerini vurgulayan ve bireysel sorumluluğu teşvik eden stratejiler kullanılabilir. Bu, bireylerin eylemlerinin sonuçlarını düşünmelerine ve daha etik ve sorumlu davranışlar sergilemelerine yardımcı olabilir.
Benperidol, tipik bir antipsikotik ilaçtır ve özellikle şizofreni ve diğer psikoz formalarının tedavisinde kullanılır. Aynı zamanda bazı durumlarda ajitasyonu ve agresif davranışları yönetmek için de kullanılabilir.
Benperidol, dopamin reseptörlerini bloke ederek çalışır. Dopamin, beyindeki nörotransmitterlerden biridir ve duygu durumu, motivasyon, ödül, öğrenme ve hareketle ilişkilidir. Psikoz ve şizofreni durumlarında, dopaminin aşırı aktif olduğu düşünülür ve bu nedenle dopamin reseptörlerini bloke eden ilaçlar genellikle bu durumların tedavisinde etkilidir.
Benperidol’in yan etkileri arasında sedasyon, ağız kuruluğu, kabızlık, bulantı ve kilo alma gibi tipik antipsikotiklerle ilişkili yan etkiler bulunabilir. Ayrıca, bazı durumlarda, ekstrapiramidal yan etkiler olarak bilinen hareket bozukluklarına neden olabilir. Bu, titreme, kas sertliği, hareket hızında azalma ve bazen istemsiz hareketler şeklinde ortaya çıkabilir.
Benperidol, bir hekim reçetesi olmadan alınamaz ve kullanmadan önce bir sağlık profesyoneli ile konuşulmalıdır. Her ilaçta olduğu gibi, benperidol de belirli durumlarda kontrendike olabilir ve diğer ilaçlarla etkileşime girebilir. Herhangi bir ilacı kullanmadan önce doktorunuzla konuşmanız her zaman en iyi yoldur.
Benton Testi, genellikle Benton Görsel Bellek Testi (Benton Visual Retention Test – BVRT) veya Benton Yüz Tanıma Testi (Benton Face Recognition Test – BFRT) olarak anılır. Bu iki test, bilişsel işlevlerin belirli alanlarını değerlendirmek için nöropsikolojide kullanılan yaygın değerlendirme araçlarıdır.
Benton Görsel Bellek Testi, görsel algı, görsel bellek ve görsel inşa becerilerini değerlendirir. Test genellikle bir dizi geometrik şeklin sunulmasını ve daha sonra bu şekillerin hatırlanmasını ve yeniden çizilmesini içerir. Görsel bellek bozukluklarını, özellikle demansın erken evrelerini belirlemek için kullanılır.
Benton Yüz Tanıma Testi ise, yüz tanıma yeteneğini değerlendirmek için kullanılır. Prosopagnosia (yüzleri tanıma yeteneğinin kaybı) ve diğer nörolojik sorunların tanılanmasında yardımcı olabilir.
Her iki Benton testi de, nörolojik bozuklukların ve beyin hasarının tanı ve değerlendirilmesinde yaygın olarak kullanılan standartlaştırılmış değerlendirme araçlarıdır. Bu testlerin sonuçları, genellikle bir kişinin genel bilişsel işlevlerini değerlendirmek için bir dizi diğer nöropsikolojik testle birlikte kullanılır.
Benzatropin, bir antikolinerjik ilaçtır ve özellikle Parkinson hastalığı ve Parkinsonizm belirtilerini tedavi etmek için kullanılır. Aynı zamanda diğer ilaçların (özellikle antipsikotiklerin) yan etkileri olan hareket bozukluklarına karşı da kullanılabilir.
Benzatropin, asetilkolin adı verilen bir nörotransmitterin etkilerini engelleyerek çalışır. Asetilkolin, sinir hücreleri arasında sinyal iletimine yardımcı olan bir kimyasaldır ve kas hareketleri, öğrenme, hafıza ve uyku gibi birçok işlemde rol oynar. Parkinson hastalığında, dopamin adı verilen bir başka nörotransmitterin seviyeleri düşer. Dopamin ve asetilkolin normalde bir dengede çalışır, bu yüzden dopamin seviyelerindeki bu düşüş asetilkolinin etkilerini aşırı hale getirir. Benzatropin, asetilkolinin etkilerini engelleyerek bu dengesizliği düzeltmeye yardımcı olur.
Benzatropin’in yan etkileri arasında ağız kuruluğu, bulanık görme, kabızlık, idrar tutma ve hafıza sorunları bulunabilir. Ayrıca, özellikle yüksek dozlarda kullanıldığında, karışıklığa, halüsinasyonlara ve diğer psikiyatrik belirtilere neden olabilir.
Benzatropin, bir hekimin reçetesi olmadan kullanılamaz ve belirli durumlarda kontrendike olabilir. Herhangi bir ilaç başlamadan veya durdurmadan önce bir sağlık profesyoneli ile görüşülmesi her zaman en iyisidir.
Benzerlik Kanunu, genellikle Gestalt psikolojisi bağlamında tartışılan bir kavramdır. Gestalt psikolojisi, algısal deneyimlerimizin nasıl organize edildiğini ve nasıl „bütünler“ olarak algılandığını inceleyen bir psikoloji dalıdır. Gestalt psikolojisi, algının doğasını anlamak için bir dizi „Gestalt kanunu“ önermiştir ve Benzerlik Kanunu bu kanunlardan biridir.
Benzerlik Kanunu, algıladığımız nesnelerin ve olayların benzer olanları, bir grup veya bir bütün olarak algılandığını belirtir. Diğer bir deyişle, benzer özelliklere sahip nesnelerin veya olayların, algısal olarak bir arada gruplandırılma eğiliminde olduğunu ifade eder. Bu benzerlik, renk, şekil, boyut veya doku gibi özelliklere dayanabilir.
Örneğin, bir satırda kırmızı ve mavi daireler sıralandığında, benzerlik kanununa göre, çoğu insan bu daireleri renklerine göre gruplandırır – yani, tüm kırmızı daireleri bir grup olarak ve tüm mavi daireleri başka bir grup olarak algılar.
Bu kanun, özellikle görsel algı ve desen tanıma alanlarında önemlidir ve bu konuları inceleyen psikologlar ve araştırmacılar tarafından sıklıkla kullanılır. Ayrıca kullanıcı deneyimi ve web tasarımında da kullanılır, çünkü benzer özelliklere sahip öğelerin gruplandırılması kullanıcıların bilgiyi daha kolay anlamasına yardımcı olabilir.
Benzilpiperazin (BZP), genellikle „legal yüksek“ veya „parti hapı“ olarak pazarlanan ve genellikle amfetaminlerle benzer etkileri olan bir sentetik psikoaktif bileşiktir. BZP, 1990’lardan başlayarak özellikle Yeni Zelanda ve Avustralya’da popüler hale geldi, ancak birçok ülkede yasaların sertleşmesi sonucunda yasaklandı.
BZP’nin etkileri genellikle enerji ve uyanıklığın artması, duygusal durumda yükselme ve algıda değişiklikler olarak belirginleşir. Ancak, bu bileşiğin etkileri aynı zamanda kişinin fiziksel sağlığına zarar verebilir ve aşırı dozda potansiyel olarak ölümcül olabilir. İstenmeyen yan etkiler arasında baş dönmesi, mide bulantısı, panik ataklar, uykusuzluk ve hatta krizler bulunabilir.
BZP’nin uzun süreli kullanımının etkileri hala tam olarak anlaşılmamış olsa da, bazı araştırmalar sürekli kullanımın bilişsel işlevler üzerinde olumsuz bir etkiye sahip olabileceğini göstermiştir. Ayrıca, BZP bağımlılık yapma potansiyeline sahip olabilir.
BZP’nin kullanımının hukuki durumu ülkeden ülkeye değişir. Bazı ülkelerde tamamen yasaklanmıştır, bazılarında ise yasal düzenlemeler altında kontrol edilir. Bu nedenle, herhangi bir madde kullanmadan önce, yerel yasalar ve sağlık riskleri hakkında bilgi sahibi olmak önemlidir.
Benzin zehirlenmesi, genellikle benzinin yutulması, solunması veya cilt üzerinden emilmesi sonucu oluşur. Benzin, bir dizi kimyasal bileşeni içerir ve bu bileşenler insan sağlığı üzerinde ciddi etkilere sahip olabilir. Benzin zehirlenmesinin belirtileri genellikle maruz kalma şekline ve miktarına bağlıdır.
Benzin solunduğunda, belirtiler genellikle baş dönmesi, nefes almakta zorluk, öksürük, boğaz ağrısı ve baş ağrısı gibi solunum ve merkezi sinir sistemi belirtilerini içerir. Yüksek konsantrasyonlarda benzin solunması, bilinç kaybı, komaya ve hatta ölüme yol açabilir.
Benzin yutulduğunda, mide bulantısı, kusma ve karın ağrısı gibi gastrointestinal belirtiler ortaya çıkabilir. Yutulan benzin, sindirim sisteminin ötesine geçerek iç organlara zarar verebilir ve akciğerlere ulaşabilir. Bu durum, kimyasal pnömoniye ve diğer ciddi solunum komplikasyonlarına neden olabilir.
Benzin cilt üzerinden emildiğinde, ciltte kızarıklık ve yanma hissi gibi belirtilere neden olabilir. Ayrıca, benzin ciltten emilerek kan dolaşımına girerse, solunum ve yutma yoluyla maruz kalma ile benzer sistemik belirtiler meydana gelebilir.
Benzin zehirlenmesi acil tıbbi müdahale gerektirir. Benzin maruziyeti, özellikle çocuklar için özellikle tehlikeli olabilir ve hiçbir durumda benzin yutulmamalı veya solunmamalıdır. Benzin ve diğer kimyasallarla güvenli bir şekilde başa çıkmak için uygun önlemler alınmalıdır.