Hachinski İskemi Ölçeği

Hachinski İskemi Ölçeği (Hachinski Ischemic Scale veya Hachinski Ischemic Score), bilişsel (zihinsel) bozuklukları olan kişilerin nörolojik bozukluklarını değerlendirmek için kullanılan bir ölçektir. Bu ölçek, özellikle vasküler demansın (beyin damarlarına bağlı demans) ayırıcı tanısını yapmak için tasarlanmıştır.

Hachinski İskemi Ölçeği, belirli sorulara verilen yanıtlar üzerinden bir puanlama sistemine dayanır. Bu puanlar toplanır ve sonuç, bir kişinin nörolojik bozukluğunun ne kadar vasküler kökenli olabileceğini gösterir. Yüksek puanlar, vasküler kökenli bir demansın daha olası olduğunu işaret eder.

Ölçekte değerlendirilen bazı klinik belirtiler ve bulgular şunlar olabilir:

1. Ani başlangıçlı veya adım adım artan bilişsel bozukluklar.
2. Düşünme bozuklukları, özellikle dikkat eksikliği ve konsantrasyon kaybı.
3. Kendini tekrar eden davranışsal bozukluklar.
4. Depresyon veya huzursuzluk gibi psikiyatrik semptomlar.
5. Motor belirtiler, özellikle yürüme bozuklukları veya dengesizlik.
6. Beyin görüntüleme veya nörofizyolojik testlerde vasküler anormalliklerin bulunması.

Hachinski İskemi Ölçeği, bir kişinin bilişsel sorunlarının altında yatan nedeni belirlemek için bir başlangıç ​​noktası olarak kullanılabilir. Ancak bu ölçek, kesin bir tanı koymak için tek başına yeterli değildir. Tanı koyma ve tedavi planı oluşturma aşamasında, bir nörolog veya uzman hekim tarafından daha kapsamlı bir değerlendirme yapılması gerekebilir.

Hadfobi

Hadfobi, kişilerin veya nesnelerin kendilerine zarar verme veya kötü niyetli bir şekilde saldırma korkusuyla karakterize olan bir tür özgül fobidir. Bu fobi türü, sosyal fobiden veya genel bir anksiyete bozukluğundan farklıdır çünkü kişinin korkusu belirli bir nesneye veya kişiye odaklanmıştır.

Örneğin, bir kişi hadfobiye sahipse, bıçaklar, kesici aletler, ateşli silahlar veya diğer potansiyel olarak tehlikeli nesneler gibi öğelerden büyük bir korku veya endişe duyabilir. Bu kişi bu tür nesneleri gördüğünde, yaklaştığında veya bunlarla temas ettiğinde şiddetli anksiyete yaşayabilir. Hadfobiye sahip kişiler, bu nesnelerden veya durumlardan kaçınmaya çalışabilirler veya bu nesnelerle temas etmekten kaçınabilirler.

Hadfobi, genellikle geçmişte yaşanan travmatik bir olay veya kötü deneyimlerle ilişkilendirilebilir. Bu tür bir fobi, kişinin günlük yaşamını etkileyebilir ve kişinin normal işlevselliğini zorlaştırabilir. Fobiye sahip kişiler, tedavi edilmediğinde yaşamları üzerinde önemli bir etkiye sahip olabilecek şiddetli anksiyete ve korku yaşayabilirler.

Tedavi açısından, hadfobiyi yönetmek ve azaltmak için bilişsel davranış terapisi (BDT) gibi terapötik yaklaşımlar kullanılabilir. Bu tür terapiler, korkuları ve anksiyeteyi azaltmaya yönelik stratejiler sunabilir. Ayrıca, hadfobiye sahip kişilere destek ve anlayış sağlamak da önemlidir. Bu nedenle, hadfobi semptomları yaşayan bir kişiyseniz, bir uzman psikoterapist veya psikiyatristle görüşmek önemlidir.

Hadım etme (Kastrasyon)

Hadım etme, bir erkeğin testislerinin cerrahi olarak çıkarılması işlemidir. Bu prosedür, genellikle tıbbi veya cerrahi nedenlerle gerçekleştirilir. İşte hadım etme konusunda daha fazla bilgi:

1. Tıbbi Nedenler: Hadım etme, bazı tıbbi durumların tedavisi için gerekebilir. Örneğin, testis kanseri teşhisi konulan bir erkek için bir veya her iki testisinin çıkarılması gerekebilir. Bu, kanserin yayılmasını önlemek ve tedavi etmek için yapılabilir.

2. Cerrahi Nedenler: Cerrahi nedenlerle hadım etme, özellikle cinsel yolla bulaşan enfeksiyonların yayılmasını veya cinsel suçları önlemek amacıyla mahkeme kararıyla yapılabilir.

3. Cinsel İstismarın Önlenmesi: Bazı ülkelerde cinsel istismarı önlemek amacıyla mahkeme kararıyla hadım etme uygulanabilir. Ancak bu uygulama tartışmalıdır ve pek çok yerde yasalara tabi olarak düzenlenir.

4. Kısırlık Tedavisi: Nadiren, kısırlık tedavisi için testislerin çıkarılması gerekebilir. Ancak bu, son çare bir seçenek olarak düşünülür.

5. Cinsiyet Değiştirme Ameliyatı: Cinsiyet değiştirme ameliyatları sırasında bazen testisler çıkarılır, bu da kişinin cinsiyet kimliği ile uyumlu bir cinsiyet geçişini kolaylaştırmak için yapılır.

Hadım etme işlemi, ciddi bir cerrahi müdahaledir ve dikkatlice planlanmalıdır. Sonuçları geri dönüşümsüzdür ve bir erkeği doğurganlıktan mahrum bırakır. Bu nedenle, hadım etme kararı verilirken tıbbi, psikolojik ve yasal faktörler dikkate alınmalıdır.

Herhangi bir hadım etme işlemi, uzman bir cerrah tarafından gerçekleştirilmelidir. Ayrıca, kişinin işlem hakkında tam ve doğru bilgi alması, tedavi sürecinde psikolojik destek alması ve yasal gerekliliklere uygun olarak hareket edilmesi önemlidir.

Haematofili

Hemofili, kanın normal şekilde pıhtılaşma yeteneğini kaybettiği, kalıtsal bir kan hastalığıdır. Hemofili genellikle X-kromozomu ile bağlantılı olarak kalıtılır ve çoğunlukla erkekleri etkiler. Hemofili hastaları, küçük bir yaralanma veya kesik gibi durumlarda bile kanın normalden daha uzun süre pıhtılaşamaması nedeniyle aşırı kanama riski altındadır.

Hemofili, genellikle iki ana tipe ayrılır:

1. Hemofili A: Hemofili A, pıhtılaşma faktör VIII eksikliği ile karakterizedir.

2. Hemofili B: Hemofili B, pıhtılaşma faktör IX eksikliği ile karakterizedir.

Hemofili semptomları, hastalığın ciddiyetine ve pıhtılaşma faktöründeki eksikliğin derecesine bağlı olarak değişebilir. Semptomlar şunları içerebilir:

– Kol veya bacaklarda ağrısız şişlikler
– Kol veya bacaklarda ağrısız kanamalar
– Deri altı kanamaları (morluklar)
– Eklem içi kanamalar (hemartroz)
– Kol veya bacaklarda ağrı veya hassasiyet
– Nazal kanamalar
– Diş eti kanamaları
– İç kanamalar (örneğin, karın boşluğunda)

Hemofili tedavisi, eksik olan pıhtılaşma faktörünün yerine konması veya düzeltilmesi amacıyla pıhtılaşma faktörü infüzyonları içerebilir. Bu tedavi, kanamanın kontrol altına alınmasına ve hastanın yaşam kalitesini artırmaya yardımcı olabilir. Hemofili tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir ve hematologlar, fizyoterapistler ve diğer uzmanlarla işbirliği içinde yönetilir.

Hemofili, yaşam boyu bir durumdur ve düzenli takip ve tedavi gerektirebilir. İyi yönetildiğinde, hemofili hastaları sağlıklı ve üretken bir yaşam sürdürebilirler.

Hafif – aralıklı bilinç kesilmesi

Hafif-ara sıra bilinç kaybı, tıbbi terimlerde “sünükleme” olarak adlandırılan bir durumu ifade eder. Bu durum, kişinin bilinç kaybetmesine neden olan birçok faktörün sonucunda meydana gelebilir. Sünükleme, bilinç kaybının hafif olduğu ve kişinin kısa bir süreliğine bayıldığı bir durumu ifade eder. Bu durumun birkaç olası nedeni vardır:

1. Vazovagal Sünükleme: Vazovagal sünükleme, en yaygın sünükleme nedenlerinden biridir. Bu tür sünüklemeler genellikle stres, korku veya aşırı sıcaklık değişiklikleri gibi tetikleyicilere yanıt olarak ortaya çıkar. Kişi, kan basıncının düşmesi ve kalp atış hızının yavaşlaması gibi nedenlerle bilinç kaybedebilir.

2. Hipoglisemi (Düşük Kan Şekeri): Düşük kan şekeri seviyeleri, kişinin bilincini kaybetmesine neden olabilir. Bu durum genellikle diyabet gibi metabolik hastalıklarla ilişkilendirilir.

3. Kardiyak Nedenler: Kalp problemleri veya aritmi gibi kardiyak sorunlar da bilinç kaybına neden olabilir.

4. Nörolojik Nedenler: Epilepsi, migren, nöbetler veya diğer nörolojik rahatsızlıklar, sık sık bilinç kaybına yol açabilir.

5. Sıvı ve Elektrolit Dengesizlikleri: Aşırı sıvı kaybı veya elektrolit dengesizlikleri de sünükleme nedeni olabilir.

Hafif-ara sıra bilinç kaybı, genellikle altta yatan nedenin değerlendirilmesini ve tanımlanmasını gerektiren bir belirtidir. Bu tür bir sünükleme yaşayan bir kişi, bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmelidir. Tanı, hastanın tıbbi geçmişi, semptomları ve fiziksel muayenesi temel alınarak konulur. Tedavi, altta yatan nedene bağlı olarak değişebilir, bu nedenle doğru tanı çok önemlidir. Hafif-ara sıra bilinç kaybına neden olan durumların tedavi edilmesi genellikle semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olur.

Hafif – beyin fonksiyon bozukluğu

“Hafif beyin fonksiyon bozukluğu,” genellikle “hafif bilişsel bozukluk (Mild Cognitive Impairment – MCI)” olarak da adlandırılan bir durumu ifade eder. Bu durum, kişinin bilişsel yeteneklerinde hafif düzeyde sorunlar yaşadığı bir durumu anlatır. MCI, bilişsel gerileme ile normal yaşlanmanın ötesinde, ancak demans tanısı için yeterli değilken bir geçiş aşaması olarak kabul edilir.

Hafif beyin fonksiyon bozukluğunun belirtileri, kişiden kişiye değişebilir, ancak genellikle şunları içerebilir:

1. Hafif Hafıza Sorunları: Kişi, daha önce hatırlayabileceği şeyleri unutma eğilimindedir. Özellikle yeni bilgileri öğrenme ve hatırlama konusunda sorunlar yaşanabilir.

2. Dikkat Sorunları: Kişi, dikkatini sürdürmekte zorluk çekebilir, odaklanma güçlüğü çekebilir veya dikkati kolayca dağılabilir.

3. Dil Sorunları: Konuşma, yazma veya kelime bulma konusunda güçlükler yaşanabilir.

4. Yürüme ve Hareket Sorunları: Motor becerilerde hafif bozukluklar gözlenebilir.

5. Karar Verme Güçlükleri: Kişi, günlük kararlarını verme konusunda sorunlar yaşayabilir.

Hafif beyin fonksiyon bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir, ancak yaş, genetik faktörler, vasküler sorunlar (kan damarı problemleri), enfeksiyonlar ve başka sağlık sorunları gibi bir dizi faktörün etkili olduğu düşünülmektedir.

Hafif beyin fonksiyon bozukluğu, daha sonra Alzheimer hastalığı veya başka bir demans türüne dönüşebilir, ancak bu her zaman olmaz. Bir kişi hafif beyin fonksiyon bozukluğu yaşadığını düşünüyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmeli ve uygun değerlendirmeleri yapmalıdır. Erken teşhis, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bilişsel işlevlerin stabilizasyonu veya iyileştirilmesi mümkün olabilir.

Hafif – bilişsel bozukluk

Hafif bilişsel bozukluk (Mild Cognitive Impairment – MCI), kişinin bilişsel yeteneklerinde hafif bir düşüş yaşadığı bir durumu ifade eder. MCI, normal yaşlanma sürecinden daha ciddi bilişsel sorunlara işaret eder, ancak demans (örneğin, Alzheimer hastalığı) için yeterli değildir. MCI tanısı alan kişilerde hafif hafıza sorunları, dikkat eksikliği ve diğer bilişsel işlev bozuklukları gözlemlenebilir.

Hafif bilişsel bozukluğun belirtileri şunları içerebilir:

1. Hafıza Sorunları: Kişi, özellikle yeni bilgileri hatırlama konusunda zorluk yaşar. Önceki hatıralarını hatırlamada da zorlanabilir.

2. Dikkat Sorunları: Dikkatini sürdürmekte zorlanabilir, kolayca dağılabilir veya odaklanma güçlüğü çekebilir.

3. Dil Sorunları: Konuşma veya yazma sırasında kelime bulma veya ifade etme sorunları yaşayabilir.

4. Yürüme ve Hareket Sorunları: Hafif motor beceri sorunları görülebilir.

5. Karar Verme Zorlukları: Günlük yaşamda karar verme yeteneklerinde düşüş gözlenebilir.

Hafif bilişsel bozukluğun nedenleri tam olarak anlaşılmamıştır, ancak yaş, genetik faktörler, vasküler problemler ve diğer sağlık sorunları gibi birçok etkenin etkili olduğu düşünülmektedir. MCI olan kişilerde, bu durum ilerleyebilir ve zaman içinde daha ciddi bilişsel sorunlara yol açabilir. Ancak, bazı MCI vakaları sabit kalabilir veya hafif düzelme gösterebilir.

Hafif bilişsel bozukluk tanısı alan kişiler, bir sağlık profesyoneli ile görüşmeli ve uygun değerlendirmeleri yapmalıdır. Erken teşhis, uygun tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile bilişsel işlevlerin stabilizasyonu veya iyileştirilmesi mümkün olabilir.

Hafif – zihinsel engel

“Hafif zihinsel engel” terimi, zihinsel engel (mental retardasyon) spektrumunun daha hafif bir noktasında yer alan bir durumu ifade eder. Hafif zihinsel engel, kişinin bilişsel yeteneklerinin ortalama bir yetişkinin seviyesinin altında olduğu, ancak bu düşüşün hafif olduğu bir durumu tanımlar. Bu kişiler, günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde sürdürme yetisine sahip olabilirler.

Hafif zihinsel engel tanısı alan kişilerin belirgin özellikleri şunlar olabilir:

1. Öğrenme Yetenekleri: Zihinsel engeli olan bireyler, öğrenme süreçlerini daha yavaş veya daha sınırlı bir şekilde işlerler, ancak yeni bilgileri öğrenme yeteneklerine sahiptirler.

2. Sosyal Yetenekler: Sosyal etkileşim konusunda bazı zorluklar yaşayabilirler, ancak çoğu zaman sosyal ilişkileri kurma ve sürdürme yeteneğine sahiptirler.

3. Bağımsızlık: Hafif zihinsel engel tanısı alan kişiler, günlük yaşam aktivitelerini (kişisel bakım, ev işleri, iş gibi) bağımsız bir şekilde sürdürme kapasitesine sahip olabilirler.

4. İş Yetenekleri: İş yerinde belirli görevleri yerine getirme yetenekleri olabilir ve bazıları düzenli bir işte çalışabilir.

5. Bağımsız Yaşam: Hafif zihinsel engel tanısı alan bireyler, genellikle bağımsız olarak yaşayabilirler, ancak bazıları destekleyici yaşam koşullarına ihtiyaç duyabilir.

Hafif zihinsel engel, bireylerin yaşamlarını bağımsız bir şekilde sürdürmelerine ve toplumlarına katkı sağlamalarına olanak tanır. Bu kişilere eğitim, terapi ve destek hizmetleri sunularak, yaşam kaliteleri artırılabilir ve potansiyelleri en üst düzeye çıkarılabilir.

Hafif bilişsel bozukluk

Hafif bilişsel bozukluk (Mild Cognitive Impairment – MCI), kişinin normal yaşlanmanın ötesinde bilişsel yeteneklerinde hafif bir azalma yaşadığı bir durumu ifade eder. MCI, demansın (örneğin Alzheimer hastalığı) daha ciddi bir aşamasından önceki bir aşama olarak kabul edilir. MCI tanısı alan kişiler, normal yaşlanma sürecinin getirdiği bazı unutkanlık veya zihinsel değişiklikler yaşarlar, ancak bu değişiklikler günlük yaşamlarını ciddi şekilde etkilemez.

Hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerin bazı özellikleri şunlar olabilir:

1. Hafif Hafıza Sorunları: Kişi, unutkanlık veya yeni bilgileri öğrenme konusunda hafif zorluklar yaşayabilir. Özellikle isimleri veya randevu saatlerini hatırlamak gibi günlük yaşamda önemli bilgileri unutma eğilimindedirler.

2. Dikkat Sorunları: Dikkatlerini sürdürmede veya karmaşık görevleri yerine getirmede hafif zorluklar yaşayabilirler.

3. Günlük Yaşam Yetenekleri: Hafif bilişsel bozukluğu olan kişiler genellikle günlük yaşam aktivitelerini bağımsız bir şekilde sürdürebilirler.

4. Sosyal ve Mesleki Yetenekler: Sosyal ve mesleki yeteneklerde ciddi bir düşüş gözlemlenmez, ancak bazı kişilerde bu alanlarda hafif zorluklar olabilir.

Hafif bilişsel bozukluk, demansa dönüşme riski taşır, ancak bu dönüşüm her zaman gerçekleşmez. MCI tanısı alan kişilerin takip edilmesi ve gerekirse tedavi edilmesi, daha ciddi bilişsel sorunların önlenmesine yardımcı olabilir. Bu nedenle, bu tür belirtilerle karşılaşan kişilerin bir sağlık profesyoneli tarafından değerlendirilmesi önemlidir.

Hafif depresif dönem

Hafif depresif dönem, kişinin depresyon belirtileri yaşadığı ancak bu belirtilerin şiddetinin hafif düzeyde olduğu bir ruh hali durumunu ifade eder. Genellikle “düşük düzeyli depresyon” olarak da adlandırılır. Hafif depresif dönemdeki belirtiler, depresyonun daha şiddetli formlarında görülen belirtilerden daha hafif düzeydedir ve günlük yaşamı büyük ölçüde etkilemeyebilir. Bununla birlikte, bu belirtiler kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Hafif depresif dönemin belirtileri şunlar olabilir:

1. Sürekli Düşünce Sıkıntısı: Kişi, gelecekle ilgili kaygılar veya geçmişteki hatalar gibi düşünceler nedeniyle sürekli endişe içinde olabilir.

2. Enerji Kaybı: Halsizlik, enerji eksikliği ve yorgunluk hissi sık görülebilir.

3. İlgi Kaybı: Kişi, genellikle ilgi duyduğu şeylere karşı ilgisizleşebilir. Hobiler veya aktiviteler eskisi kadar keyif vermez.

4. Uyku Sorunları: İnsomnia (uykusuzluk) veya aşırı uyuma gibi uyku sorunları yaşanabilir.

5. İştah Değişiklikleri: Yemek yeme alışkanlıklarında değişiklikler gözlenebilir. Kişi aşırı yeme veya iştahsızlık yaşayabilir.

6. Düşük Özsaygı: Kişi, kendine olan güvenini kaybedebilir ve kendini değersiz hissedebilir.

7. Sosyal İzolasyon: Depresyondaki kişiler genellikle sosyal ilişkilerden çekinme eğiliminde olabilirler ve sosyal izolasyon yaşayabilirler.

Hafif depresif dönem, bir kişinin ruh hali durumunu ve yaşam kalitesini etkilediği için önemlidir. Tedaviye ihtiyaç duyabilir, bu nedenle bu tür belirtilerle karşılaşan kişiler bir sağlık profesyoneline başvurmalıdır. Terapötik görüşmeler, ilaç tedavisi veya diğer müdahaleler hafif depresif dönemin yönetilmesine yardımcı olabilir. Ayrıca, destekleyici aile ve arkadaşlar da kişinin iyileşme sürecinde büyük bir rol oynayabilirler.

Psikoloji Sözlüğü

BEDAVA
İNCELE