Opioid yoksunluk sendromu, sürekli olarak tüketilen opiatların mutlak veya göreceli olarak kesilmesinden sonra gelişen bir dizi semptomdur (fiziksel semptomlar, davranış problemleri).
Opioid yoksunluk sendromunu teşhis etmek için aşağıdaki kriterler karşılanmalıdır:
- Yoksunluk sendromu varlığı için 3 genel koşul yerine getirilir.
- Aşağıdaki semptomlardan en az 3 tanesi de vardır:
- Hapşırma,
- Lakrimasyon,
- Kas ağrısı veya krampları,
- Karın spazmları,
- Bulantı veya kusma, ishal,
- Gözbebeklerinin genişlemesi,
- Tekrarlanan aşırı terlemeler,
- Taşikardi veya hipertansiyon,
- Esneme,
- Huzursuz uyku.
Opipramol, kaygının psikofarmakolojik tedavisi için reçete edilen bir sakinleştiricidir ve (bunlara kıyasla farklı çalışmasına rağmen) trisiklik antidepresanlar grubuna aittir.
Opipramol sakinleştirici, duygudurum bozukluklarını ortadan kaldırma ve kaygı ve gerginlik giderici etkiye sahiptir. İlacın sakinleştirici etki, ruh halinin düzelmesi durumu ortaya çıkmadan önce başlar. Ayrıca opipramol, uyku kalitesini olumsuz etkilememesi şartıyla sinirlilik için de reçete edilir.
Yan etkileri: Yorgunluk, baş dönmesi, ağız kuruluğu ve nadiren de olsa cinsel işlev bozukluğu ile ayrıca Miyastenia ve dar açılı glokom olabilir.
Sırt kaslarının tonik spazmı, bu da gövdenin baş geriye doğru eğilmesiyle geriye doğru bükülmesine neden olur ve tipik bir sertlik belirtisidir.
Etkilenenlerin Görme alanında hissettikleri aldanma durumu.
Çeşitli bulaşıcı hastalıklarla meydana gelen enfeksiyonlar veya yaralanmalar yada optik sinir bölgesinde meydana gelen enfeksiyonun yayılması, optik sinirin nevritine yol açabilir. Bu durum neticesinde önemli görsel rahatsızlıklar meydana gelir. Geri dönüşü olmayan hasarı durdurabilmek için hızlı tıbbi yardım gereklidir.
Nervus opticus. Retinadan beyine görme bilgilerini taşıyan sinirlerdir. Kesildikten sonra kendilerini yenileyemezler.
Bu öncelikle duyusal görüş alanına uzanan bir agnozidir.
Kötümser düşüncenin (Pesimiszm) aksine, iyimserlik temelinde yaşamış ve yaşanacak olayları, iyi tarafından bakarak olumlu sonuçlar elde etmeye çalışma umudu taşıyan bir yaşam biçimi.
Freud’a göre, ağzın birincil tatmin kaynağı olduğu ilkel psikoseksüel gelişim düzeyi.
Fellatio, penisin cinsel partnerin ağzı, dili, dudakları ve / veya dişleri tarafından uyarıldığı bir oral uyarılma şeklidir.