Uyku-uyanma ritmi

24 saat içinde uyku ve uyanıklığın geçici dağılımı (yaşa bağlı olarak değişir, endojen, eksojen, sosyal ve bireysel faktörlere bağlıdır).

Uykusuzluk (Agrypnia)

Agrypnia, bir uyku sorunudur.

Uykuya dalamama ya da gece boyunca sürekli uyuyamama sorunlarını barındırır. Hastalar genel olarak, gözlerini birkaç dakikadan fazla kapalı tutamamaktan ya da yatakta bir o yana bir bu yana dönerek uyuyamamaktan yakınırlar.

Uykuya bağlı baş ağrısı

Uykuya bağlı baş ağrıları, kronik paroksismal hemikrani ve şiddetli migren formlarıyla, çoğunlukla uyku sırasında başlayan tek taraflı baş ağrısı ve yüz ağrısı olarak kendini gösterir.

Hastalar ya geceleri ya da sabahları ağrı atakları ile uyanırlar. Migren, yoğunluğu, sıklığı ve süresi açısından büyük farklılıklar gösteren ve çoğunlukla tek taraflı olan, tekrarlayan baş ağrısı atakları ile kendini gösteren aileden geçebilen kalıtık bir hastalıktır. Küme baş ağrısı, sıklıkla yüzde kızarıklık, yırtılma hissi ve tek taraflı rinore gibi vejetatif disfonksiyon belirtileri ile birlikte çok şiddetli tek taraflı bir baş ağrısıdır.

Migren uyku, stres, gevşeme, travma, hava basıncı ve hava değişiklikleri, ve hatta yeme ve içme alışkanlıkları ile başlayabilir. Küme baş ağrısı hastalarının çoğunda az miktarda alkol, atakları tetikleyebilir. Hipoksi ve uyku apnesi, özellikle REM uykusu sırasında, küme baş ağrısının gerçek nedeni olabilir. Migrenlerde fokal nörolojik başarısızlıklar korteks iskemisinin sonucudur. Monoamin metabolizmasında doğuştan meydana gelen bir dengesizlik, bağzı hastaları baş ağrısına eğilimli hale getirebilir.

Uykuya bağlı laringospazm

Bu bozukluk, hasta kişinin aniden gece uykusundan uyanması ve nefes alamaması hissi ile karakterizedir.

Sık sık yataktan kalkar ve boynunu tutar. Genellikle bir bölüm sadece birkaç saniye sürer ve 5 dakikadan uzun sürmez. Nefes alma sıkıntısı kendi kendine durur. Bu nadir bozukluk sadece orta yaşlı erkeklerde görülür.

Uykuya bağlı nörojenik taşipne

Bozukluk, uyku başlangıcında solunum hızında bir artış ile karakterizedir. Artan solunum hızı uyku boyunca gözlemlenebilir ve uyku sona erdiğinde tekrar normalleşir.

Uykuya dalma esnasında kabuslar

Bu görünen kabusların korkusu ile uykuya geçiş halidir. Kabuslara benzer olaylar meydana meydana gelir. Halüsinasyon etkisi bazen düşüncelerden kaynaklanır. İllüzyonlar çevreden oluşan yanlış algılamalar bu kabuslar içinde işlenir. Narkolepsi hastalarının yaklaşık %48´i bu tip kabuslar görürler.

Uyum (Akkommodation)

Kabaca söylemek gerekirse, bu, öğrenme psikolojisinde kişileri yeni bilgilere uyarlamak veya diğer şemalara veya genel bilişsel yapıyla oluşan çelişkileri çözmek için (bilişsel) algılama şemalarının değiştirilerek sorunların giderilmesidir.

Öğrenme pisikolojisinde bu terim yeni algı şeması oluşturarak iç dünyasını bireysel olarak değiştirerek yeni şemalar oluşturulur ve uyumu sağlanır. Bu şekilde birey, içini değişen dış dünyaya uyarlar. Akkommodation, Piaget´in teorisinin temel konseptidir. Akkommodatinon asimilasyonun tersidir. Bu terim, mevcut bir şemaya bir algı atamak için psikolojiyi öğrenmede kullanılır.

Uyum baskısı

Uyum baskısı, bireylerde farklı davranış durumlarına yol açar. Buna davranışsal yakınsama denir.

Uygunluk, dış görünümde etkilenecek kadar güçlü ise, buna homojenlik denir.

Uygunluk, birkaç özellikle sınırlı ve zamanla devam eden ve ampirik olarak doğrulanmamış nispeten sert tutumlar olan stereotiplerin oluşumunu teşvik eder.

Uyum bozuklukları

Uyum (Adaptasyon) bozukluğu, yaşamdaki şiddetli bir değişiklik veya stresli bir yaşam deneyiminden (bir defalık veya sürekli stres) sonra adaptasyon sürecinde öznel acı ve duygusal bozulma durumlarını ifade eder.

Örneğin, yas, ayrılma, göç, uçuş, okula başlama, ebeveynlik, emeklilik veya ciddi fiziksel hastalıklar düşünülebilir. Bozukluk stresli durumun başlamasıyla bir ay içinde başlar. Nadiren 6 aydan daha uzun sürer. Çok değişkendir, ancak genellikle depresif bir ruh hali, korku, endişe, bunalmış olmaveya çaresiz olma hissi, sosyal ilişkilerde azalma, saldırganlık gibi durumlarla kendini belli eder. Uyum bozuklukları psikoterapi alan hastalarının % 20’sinde görülür.

Uyum bozukluğu tanısı koymak için aşağıdaki 3 genel koşul yerine getirilmelidir:

  1. Etkilenen kişi özel bir psikososyal yüke maruz kalır, belirtiler bir ay içinde başlar.

  2. Semptomlar tipe ve ciddiyete göre değişebilir, ancak sanrılar ve halüsinasyonlar meydana gelmez. Anksiyetenin (gerginlik, saldırganlık ve öfke olabilir) yanı sıra depresif belirtiler,

  3. Semptomlar, stresin sona ermesinden veya sonuçlarından 6 aydan daha uzun sürmez.

Uyumluluk

Uyumluluk (sosyal uyumluluk), hastanın tedavisindeki işbirliğidir.

Tanım gereği uyumluluk, başkalarının öneri, istek veya taleplerine rıza gösterme eğilimidir.