Saldırganlık teorileri

Psikolojide saldırganlığın gelişimi hakkında temel olarak aşağıdaki gruplarda özetlenebilen çeşitli teoriler vardır:

  1. Doğuştan saldırganlık teorisi saldırganlık içgüdüsü: Bu teori psikanaliz grupları tarafını temsil edilmektedir. İçgüdü / tahrik teorileri belli bir saldırganlık enerjisi her zaman bir noktada kullanılmak üzere oluşturulduğu varsayılmaktadır. Freud Yaşam içgüdüsüne (Eros) karşı olan ve insanları yıkıcı davranışlara iten bir ölüm içgüdüsünün (Thanatos) varlığını önesürmüştür. Ölüm içgüdüsü, tüm canlıları bireye göre yaşam içgüdüsü tarafından engellendiği ölüme götürmek istemektedir. Sonuç olarak, ölüm içgüdüsü dışa doğru döner, böylece kendi kendine saldırganlık yerine dış saldırganlık meydana gelir. Teori tartışmalıdır; Freud’un spekülasyonları çağdaşları tarafından bile oybirliğiyle paylaşılmadı.
  2. Hayal kırıklığı-saldırganlık hipotezi: Saldırganlığın, yaşanan sıkıntılara bir tepki olduğunu belirtir.
  3. Öğrenilmiş bir davranış örüntüsü olarak saldırganlık (psikolojik yaklaşımları öğrenme): Burada çocukluk çağındaki saldırgan davranışların gözlem ve taklit yoluyla öğrenildiği varsayılmaktadır. Belirli bir saldırganlık öğrenme psikolojik teorisi yoktur, sadece saldırganlığın diğer düşünceler bağlamında ortaya çıkmasını açıklayan öğrenme kuramları (klasik koşullandırma, araçsal koşullama, model öğrenme).

Mevcut araştırmalar, üç yaklaşımdan hiçbirinin saldırgan davranışı açıklayamayacağını varsaymaktadır. Saldırganlığın gelişmesinde çocukluk deneyimleri, sosyal ve kültürel etkiler veya deneyimli hakaretler gibi çok sayıda faktör önemlidir.